Benim çok fazla numaram yok aslında, sigara dumanında boğulan adam birşeyler zırvalıyor...
Düşünsenize: bir sürü gereksiz insanlarla uğraşıyorsun, onları dinliyorsun, gereksiz tartışmalarla yoğuruyor ve o kadar insan varken tek başınasın. Çok lazımmış gibi her yere vaktinde gitmek zorundasın, bunlar abartılı şeyler değil de. Nerede senin iraden? Nerede senin insanlığın? Hayata devam etmek için birer robot haline gelmişiz ve sen hâla özgürüm diyorsun. Değilsin.
Günün yorgunluğuyla sabah bıraktığın gibi duran yatağına uzanıyorsun, gözlerini kapattığında hiç tanımadığın veya yakından tanıdığın insanlar bağırıyor, çığılıklar atarak acı çekiyor. Gözlerini açtığında yapayalnızsın. Balkona çıkıp bir sigara daha yakıyorsun, derin bir sessizlik varken rüzgar esiyor, saçların birbirine karıştığında o geliyor aklına: gözlerindeki o ışık, saçlarının o tatlı hafif kokusu... Ne kadar güzel dimi? Birde gülümsüyor ya.
Geçmiş olsun da, sabahlar olmasın.
Annesini doğumunda kaybetmiş Gökdeniz Çevik hem intersex bir birey olmanın zorluğuyla hem de babası tarafından şiddet görerek büyümüş bir çocuktur.
Peki ya babası bir gün kumar borçları yüzünden Gökdeniz'i yeraltının en büyük mafyalarından biri olan Boran Kandemir'e borçları karşılığı satarsa...
"Buradan kaçışın yok sen benimsin.."
...