Bir gece kan yağmuruyla yolculamıştı kendini, sallanıyordu denizde sandal gibi. Durmadan sesleniyordu geçmişi, sesleniyor ve yapışıyordu yakasına. Beklemek zorunda kalmıştı üstüne inciler gibi yapışmış kurtlardan kurtulmak için. Yaralarını açmalarının, kalbini kırmalarının, yüzüne bakmalarının bir bedeli vardı. Bilmediği duygular, gelecek olan Aşk vardı. Sesinin çatallaşmasına, omuzundaki gamzesine ve kahve gözlerine tapacağı adam vardı. Ölümün sesini duyuyordu O, karga gibi tüyleri ürperten, tetikte tutan... Gölge gibi peşini bırakmayan, bir günahın beden bulmuş hali vardı. Eline buluşacak ölümler, yüreğine kazınacak bir aşk, içini kavuracak bir intikam ateşi yazılmıştı ona. Karahinda gibiydi O, vahşi ve özgürdü. Çünkü kimse onu satın alamazdı.
28 parts