"Görmüyor musun, benim sana ihtiyacım var?" "Kimseye ihtiyacın yok." dedim, yüzümü ifadesiz tutmaya çalışıp. Oysa kemiklerini kırarcasına sarılıp akan gözyaşlarından öpmek istiyordum onu. İnsanın kanını titreten çaresizlik böyle bir şeydi işte; ona söyleyecek o kadar çok şeyin varken tek kelime bile edememekti. "Var." dedi. "Herkesin, elinden tutacak birine ihtiyacı var. Ben sana tutundum Ural." "Elini bırakalı çok oldu." gözlerinden akan yaşlar kalbime damlıyordu, bilmiyordu. Bu cümlenin en çok beni yaraladığını, en çok beni mahvettiğini bilmiyordu. Gözlerine bakarken nasıl bir acı çektiğimi, karşımda olmasına rağmen ona dokunamamamın parmak uçlarımı nasıl uyuşturduğunu bilmiyordu. Bana gülümserken aldığım nefeslerin şimdi ağlarken canımı aldığını bilmiyordu. İçinde tonlarca hayal kırıklığı yer edinmiş, yağmur yüklü gözlerine baktım son defa. Boğazıma oturan yumruyla nefesim kesilirken acı acı gülümsedim ve kendimden nefret etmemi sağlayacak o cümle döküldü ağzımdan. "Bizim hikayemiz çoktan bitti." *** Uyuşturucu bağımlısı, hayata tutunmak için var olan nedenleri tek tek yok olmuş bir gencin, hayattan vazgeçtiği anda karşısına çıkan tesadüflerle içindeki umut tohumlarının filizlenmesinin ve yeniden içten bir şekilde gülebilmesinin hikayesi... Fakat sonlar, hep istediğimiz gibi bitmez. Zamansız gelen mutluluk, yanında acıdan başka bir şey getirmez... 5.7.19'
19 parts