Kuzeyin Kehâneti 1(BİTTİ) #Wattsy2019
  • Reads 2,783
  • Votes 343
  • Parts 37
  • Reads 2,783
  • Votes 343
  • Parts 37
Complete, First published May 27, 2019
Kuzeyin Kehâneti Birinci Kitap: Kayıp Oğul

Kuzeyin Kehâneti, İskandinavya'da başlayan ancak içine dünyanın her yerinden karakterlerin misafir olduğu bir macera ve aşk hikayesidir. 

Dünya normalde insanların düşündüğünün aksine, iki paralel evren olarak zamandan oluşmaktadır. 

Vampirlerin yaşadığı paralel zamanı insanların görmesi için Edda isimli kadim kitaba isimlerini yazdırmaları gerekmektedir. Bir gün bir insanın bu dünyaya sokulmasına neden olan buluşmasıyla dünyanın hareketlenen yapısı, korkunç bir sonun planlarını ortaya çıkartmaya başlar. 

Vampirler belirli klanlara ayrılmıştır, kendi yönetimleri, kendi toprakları, kendi özellikleri ve kendi kuralları vardır. Her ulus kendi özel güçlerine sahiptir. Hızıyla ünlü Ruslar ya da İstihbarat'ın lideri, ön görü sahibi Türk vampirler veya Zihin kontrolünde ustalaşabilen Fransız'lar gibi. Bu özelliklere göre dünyanın her yerinden karakterleri misafir ettiğimiz hikâye, korkunç olaylara işaret ederken, bir aile kadar birbirine yakın olan Vincent'ın klanının geçmişlerine konuk oluruz. 

Luna, şehre uzun zamandan sonra geri dönen Mikail'i bulduğunda her şeyin değişeceğini bilemediği gibi, neye bulaştığından da hiçbir şekilde haberdar değildir. Şehirde karmaşanın ve korkunun yayılması onları bir araya getirecektir. Ancak Mikail de aslında neye hizmet eden biri olduğunu yavaş yavaş öğrenmeye başladığında, bütün düzen bozulur. Kayıp oğul ortaya çıkmıştır. Mikail, bu görevi mitolojide Fenrir olarak var olmuş, romanda Ulric olarak karşımıza çıkan cehennemin yöneticisini durdurmak zorunda olarak üstlenecektir. 

Dünya koca bir kaosa emanet edilmeden önce ne kadar zarar görecekti? 
Veya bundan kurtulmanın bir yolu var mıydı?
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Kuzeyin Kehâneti 1(BİTTİ) #Wattsy2019 to your library and receive updates
or
#116öykü
Content Guidelines
You may also like
ARAF MELEĞİ: Kayıp Ruh by sinemselay
145 parts Complete
ARAF MELEĞİ: KAYIP RUH Bir ışık yansıdı koca gökyüzünden. O ışık sadece bana görünürdü diğer herkese kör. Asıl soru şuydu lügatımda, neden ben? Işık büyüdü, büyüdü ve tüm bedenimi kapladı. Bir şeyler oluyordu ama müdahale edemiyordum. Zihnim bulanıklaşıyordu, belki de bedenim siliniyordu... Dünyadan yok oluyordum... Var olduğum yerse dünya gibi gibiydi ama sadece gibiydi, dünya değildi. Adını bilmediğim bu gri şehir neresiydi peki? Vera Kaya... Benim adım buydu ama bileğimde yazan isim bambaşkaydı, Hüma... Hayır, ben Vera'yım, Vera Kaya'yım! O zaman Hüma kimdi? ARAF MELEĞİ: CEHENNEM SUYU Onun yokluğunu kalbime gömerek gittim ondan ama bilmiyordum bu gidişle onu korumak isterken ikimizi de tehlikeye attığımı. Birleşmeyen ruhlar sonsuza dek yok olur, dediler bize. Bilmiyorlardı ki bizim var oluşumuz tenin bileşmesi ile değil kalbimizdeki sevgi ileydi. Girdiğimiz bu savaşı kazanmak zorundaydık, bizim başka bir çaremiz yoktu. Önümüzdeki her engeli aşmalıydık el ele. Fakat gün geldiğinde tek engelin birbirimiz olacağını düşünemezdik. Şehre gelmeden önce gördüğüm rüyayı yaşamayı düşünmezdim fakat Purgatoryo Şehri içimde bu vecayı doğurdu. Karnımda, tam oradaydı yanan alev topu ve buna tek bir çare vardı. Çarem sadece ölümdü. Eşleşen ruhların birleşmesi geldiğinde hiçbir şey sona ermiyordu, her şey daha yeni başlıyordu.. ARAF MELEĞİ: VEDA BUSESİ Ruhum iki evren arasında sıkışıp kalmıştı, Araf ve Dünya. Kalbim ise iki kişi arasında sıkışmıştı, Aren ve kızım. Nasıl dayanacağımı bilmediğim günlerin sonunda tek gerçek olan ölüm ile yüzleşmiştim, ruhum sevdiğim adama kavuşurken bedenim kızımdan uzaklaşmıştı. Tohumumun atıldığı evime, Purgatoryo Şehri'ne, tek gidişli bilet aldığımda hiçbir şeyin bıraktığım gibi olmadığını görecektim. Sevdiklerimi bir bir kaybederken
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
SES by deepinthedream
3 parts Complete
DÜZENLENİYOR "Sırlarla dolu bir romanın satırlarında nefes alıyor gibi hissediyorum." İç çekerek söylediğim sözle birlikte Bora, "Belki de öylesindir," dedi. "Peki senin bu romandaki rolün ne, Atalay? Sırların arasına varlığınla bir yenisini eklemek mi, yoksa bu sırları çözmemde yardımcı olmak mı?" Sorduğum soruyu gözlerinin içine bakarak sormuştum. Gözlerini bir başkasının yüzünde kendimi gördüğüm bir aynaya benzetiyordum. "Başkahraman sensin. Sen söyle. Bu hikayedeki rolüm ne? Sana yardım etmek isteyen bir kimse mi, yoksa daha fazlası mı?" Oturduğum koltukta bulunduğum konumu yavaşça değiştirerek ona doğru yaklaştım. Onun bana yaptığını benim de ona yapmak istediğimi fark ettim ve yüzümü yüzünün hemen önüne getirdim. Bakışlarımı gözlerinden çekip dudaklarına kaydırdım ve bir fısıltı eşliğinde söze girdim. "Belki de yalnızca bir figüransındır." Gülümsemesi yüzünde yayılarak şaşkınlıkla beni seyrediyordu. "Figüran, öyle mi ?" Sorusunu kısık sesle onayladığımda başını eğip bana daha da yaklaştı ve gözlerimi kapattım. Dudağımın kenarını öpüp bir müddet beklediğinde tüm hislerimin bir kıvılcımın düştüğü samanlığı andırdığını gördüm. Ardından yüzünü boynuma gömdüğünde oraya yerleşmek ister gibi kıpırdandı. Derin bir nefesi içine çektiğinde nefesini tenimde hissedeceğim şekilde fısıldadı. "Buraya saklanabilir miyim? Beni buranda saklar mısın?" Günün sonunda kazanan olmak için, içimizde her geçen zaman daha da artan hırsı çıplak gözlerle görebilmek için, mücadele etmeyi mücadelenin en çok yakıştığı insanlarla öğrenmek için, aralık bıraktığım kapıdan içeri girebilirsiniz. Bir, iki, üç. Adımlarınızı kesinlikle duyacağım. "SES" #başarmak 1 #yazarolmak 1
You may also like
Slide 1 of 10
ARAF MELEĞİ: Kayıp Ruh cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Yüce kraliçem cover
kasım | texting cover
Kayıp Kanatlar: Uyanış cover
YAREN -Tamamlandı- cover
seoul içi aktif' minsung cover
Geçmişinden Kaçamazsın cover
SES cover
KARANLIĞIN ŞEHRİ cover

ARAF MELEĞİ: Kayıp Ruh

145 parts Complete

ARAF MELEĞİ: KAYIP RUH Bir ışık yansıdı koca gökyüzünden. O ışık sadece bana görünürdü diğer herkese kör. Asıl soru şuydu lügatımda, neden ben? Işık büyüdü, büyüdü ve tüm bedenimi kapladı. Bir şeyler oluyordu ama müdahale edemiyordum. Zihnim bulanıklaşıyordu, belki de bedenim siliniyordu... Dünyadan yok oluyordum... Var olduğum yerse dünya gibi gibiydi ama sadece gibiydi, dünya değildi. Adını bilmediğim bu gri şehir neresiydi peki? Vera Kaya... Benim adım buydu ama bileğimde yazan isim bambaşkaydı, Hüma... Hayır, ben Vera'yım, Vera Kaya'yım! O zaman Hüma kimdi? ARAF MELEĞİ: CEHENNEM SUYU Onun yokluğunu kalbime gömerek gittim ondan ama bilmiyordum bu gidişle onu korumak isterken ikimizi de tehlikeye attığımı. Birleşmeyen ruhlar sonsuza dek yok olur, dediler bize. Bilmiyorlardı ki bizim var oluşumuz tenin bileşmesi ile değil kalbimizdeki sevgi ileydi. Girdiğimiz bu savaşı kazanmak zorundaydık, bizim başka bir çaremiz yoktu. Önümüzdeki her engeli aşmalıydık el ele. Fakat gün geldiğinde tek engelin birbirimiz olacağını düşünemezdik. Şehre gelmeden önce gördüğüm rüyayı yaşamayı düşünmezdim fakat Purgatoryo Şehri içimde bu vecayı doğurdu. Karnımda, tam oradaydı yanan alev topu ve buna tek bir çare vardı. Çarem sadece ölümdü. Eşleşen ruhların birleşmesi geldiğinde hiçbir şey sona ermiyordu, her şey daha yeni başlıyordu.. ARAF MELEĞİ: VEDA BUSESİ Ruhum iki evren arasında sıkışıp kalmıştı, Araf ve Dünya. Kalbim ise iki kişi arasında sıkışmıştı, Aren ve kızım. Nasıl dayanacağımı bilmediğim günlerin sonunda tek gerçek olan ölüm ile yüzleşmiştim, ruhum sevdiğim adama kavuşurken bedenim kızımdan uzaklaşmıştı. Tohumumun atıldığı evime, Purgatoryo Şehri'ne, tek gidişli bilet aldığımda hiçbir şeyin bıraktığım gibi olmadığını görecektim. Sevdiklerimi bir bir kaybederken