hep bir hikaye anlatılır zamanın kırık camının ardından bakakalan yangın kaçkını bir kıza. korkunca kaçmış aklı bilinmeyen diyarlara. huzursuz uykular uyumuş gecelerce, uyanmış her uzun gecenin sabahına.
üç kere şans vermişler ona. bir gecesinde eline bir bıçak tutuşturmuşlar, "kalbini," demişler, "böl iki harap parçaya."
bir gecesinde "zihnini," demişler, "sen bölemezsin, biz böleceğiz. korkma."
"vicdanını," demişler, "unutacaksın bir balkon kenarında."
tekinsiz bir evin buğulu aynası yanıltmasaymış onu, yaparmış da.
yapmış mı?
rüzgar yutmuş üç kez, bağışlamış kendini. "bana," demiş, "bana şans vermeyin, ben küsüm bahtıma." aralamış kapısını, adımlamış ormana. bir başkasının baharına da kaçkınmış o; usulca yaslamış ürkek suretini çocuk bakışlı bir balıkçının boynuna.
sonra ne olmuş anlatmadılar bana,
kırık salıncakta sallanan bi 'ama'
düşmüş yuvarlanmış yerde hızla
"size hep düşmekten bahsettim
çünkü düşerken kazandığım bir ivme vardı,
çünkü kazanmaktan daha fazla bahsetmek istedim."
kaybın soluk benzi
ve acımasız uğultu, rüzgara karışan
geldim buraya bazı bazı
kalamadım uzun
affet beni canıma yaraşan