Ben yağmurları durdururum...🎵
Ben gönülden bağılıyım.Her ne kadar yasak olsun,utanalım hatta görmeyelim hiç birbirimizi ama sen bana gönülden bağlı olduğunu söyle gözlerinle.Ben herşeyimle sendeyim ve ben sana olan bu sevgim sayesinde yağmurları bile durdurabilir hatta imkânsızlıkları başarabilirim.Sen yeterki iste ve ölene dek bende kal...
Ay tepede yerini almış ve tüm ışığıyla adeta bana umudumu kaybetmemem gerektiğini söylüyordu.
Başımı hafifçe sola çevirdim.Onu gördüm! kafası kolumun üstünde ve kokusu tüm vücudumdaydı.O gökyüzüydü,ben ise yeryüzü.O güneşti,ben yağmur...
O vardı,bende vardım;biz yoktuk...Biz özeldik.Dünyaya sığmazdık.Dünya tersine dönsün,Bu koca evren yer değiştirsin ,belki yan yana gelemezdik ama yangınlar bile yanamazdı gözlerimiz ve yüreğimiz kadar...
Ben Yağmur...Kendimi bildim bileli güneşi seviyorum.Sorarsanız "dostum"derim.Bu ağzımın konuştuğu kısımdır.Ama gözlerime sorarsanız;sonsuza dek yanacak bir ateş görürsünüz...
Herşey o gün başladı.Onu gördüğüm gün...
Kütüphane de tozlu rafların arasında dolanıyordum.Elinde kalınca bir kitap,yanında bir kahve bardağı,usulca sessiz ve özelce çalan "gel" şarkısı...
O günden sonra biz dost olduk,can olduk.Ama asla birbirimizden olmadık.
Dostumdu o benim, sadece bunu söyleyebilirdim.Fazlası bize zarar, ona hüzündü.İnsanlara ise büyük bi ihanet...
Şimdi biz,dört yakın dost kampa gelmiştik. Sarp ve Aslı kendi halinde uyuyor.Ve benim söylemeye korktuğum Güneşim, bir Yağmurun kolunda uyuyordu...
Bu bir aşk hikayesi değildi.Bu çevrelerinde engellerin var olduğunu bilen ama bu engellerin kalkması için yağmurları bile durdurabilecek ve tüm imkansızlıkları başarabilecek olan güneş ve yağmurun hikayesiydi...
•Mert Kıyak-GEL
*Düzenlendi*
Evden kaçmış, sokakta yaşayan bir hırsız...
Peki bu hırsızın ailesi gerçek ailesi değilde üveyse,
Doğumda karışmışsa...
....
Önümde oturduğu yerde alttan alttan bana bakıyordu.
"Bana niye öyle bakıyorsun?"
"Nasıl bakıyorum?" Gözlerimin içine baktı, yanakları kızardı.
Düşündüm ciddiyetle bir kaç saniye.
"Şey gibi.."
"Ne gibi?" Yanakları daha da kızardı. Utanmıştı ama cevabımı hevesle bekliyordu.
"Enik gibi."
Bir kaç saniye sessizlik oldu.
" Öf Seren ya! Bütün hevesimin içine ettin!" Sinirle ofladı.
Kahkaha attım.
*Kapak Pinterestten alınmıştır.*