küçük yaşta başladı onların hikayesi. Küçücük bedenleriyle kaldırdıkları o devasa yükleri birbirlerine gösterdiler sadece, birbirlerine sokuldular, birbirleriyle yaşadılar adeta. 1 yılda olabilecek en değerli şey oldular birbirleri için..... Ama bir gün geldi çocuğun ölüm haberi geldi kızın duyduğu sözler bazı acıların tarif edilemeyecek kadar çok olduğunu fark ettirdi ona. Ama bir anlamı kalmamıştı artık her şey bitmişti kız için küçük bedeni hıçkırıklarla sarsılırken gözlerinden dökülen yaşlar kızın duygularının çöktüğü o ana şahit oluyordu. Yıkımı günler değil yıllar aldı her gün daha da ağırlaşan o yük katlanılmayan bir raddeye geldiğinde çıktı ekin, berrağı izlediği kapının arkasından onun yüzünün hayret verici güzelliğiyle sızladı anılarla dolu olan kalbi. Sanki bir anda küçülmüşlerdi de o parkta birbirlerine sımsıkı sarıldıkları ana dönüvermişlerdi.
"küçük yıldız" derdi bana. O kadar yakışırdı ki küçücük dudaklarına o sözler.. o gün, onun öldüğünü öğrendiğim gün kalmamıştı yıldızların bir anlamı. Bu olaya şahit olmak istemezmiş gibi görünmemişti yıldızlar, sönüklerdi artık. Onun ölmesinin suçunu bana atıyorlardı sanki. Onaylamaz gözlerle süzüyorlardı beni.
Kafamı kaldırıp yıldızların birbirlerine dokunmadan nazikçe dizildikleri yere baktım. Ben de bir yıldızdım eskiden.... onun yıldızı. Ama bir anlamı kalmadı artık, o gitti. Aynı benim yıldızların şahitliğinde umudumun gitmesi ve tükenmesi gibi. Yıldızdım ben ama onlar gibi değildim benim yıldız olmamı sağlayan parlaklığım, umudum, neşem gitmişti çünkü. Ne kalmıştı bana? Ben olmayan bir yıldızdım, yok olan sahte bir yıldızdım artık ben...
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri ac ıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı.
Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"