ラジオ༄┋YoonMin
  • Reads 38
  • Votes 3
  • Parts 1
  • Reads 38
  • Votes 3
  • Parts 1
Ongoing, First published Jun 11, 2019
"Aşk bir insanı yere yıkabilir,onu tekrar ayağa kaldırabilir,onu yeniden rezil edebilir..."
  Hak verdi Min Yoongi bu cümleye,tam da onun olduğu durumdu bu. Önce Jimin'e olan aşkından yere yıkılmış,tekrar Jimin'e olan aşkı onu ayağa kaldırmıştı. 
     "...Bugün bakarsın başkasını sevmiş,yarın seni,öbür gün onu! Böyle kararsızdı aşk. Koparılması imkansız bir mühür mumu gibi dayanıklı da olurdu,ölüm saatine kadar tıpkı sönmez bir nur gibi parlardı da; ölümsüzdü bu kadar. Peki neydi aşk? Ah,yıldızları gökte,korkuları yerde,bir yaz gecesi gibidir aşk!"
  Min Yoongi hayranlıkla Park Jimin'i dinliyordu. Park Jimin'i üzgün çıkan sesini fark etmişti. Çaresizlik vardı sesinde.
    "Beni belki de hiç fark etmedin,belki bu söyleyeceklerimden bile habersizsin. Bu yüzden sana karşı olan duygularımdan bahsediyorum burada,çünkü ben korkağın biriyim. Burada dediklerimin hiç birini yanına gelip de söyleyemem,üzgünüm... Sana olan aşkıma dayandım ben,sana olan aşkımla halen ayaktayım. Bu sefer Hamsun'un sözlerinden bir diğerini dinleyicilerime değil,bir tek sana bahşediyorum.
    'Tanrı'nın ilk kelamıdır aşk. Tanrı'nın zihninde belirlenen ilk düşünce!''
  Acıyla dinledi Min Yoongi,yıkılmışlıkla. Zaten bunun olacağını bekliyordu,sadece yerini ve zamanını bilmiyordu. O'na sahip olamayacağının bilincindeydi. 
  Daha fazla dinlemek istemiyordu Yoongi. Hızla radyoyu kapatıp eski yerine,yatağının altına koydu. Yorganının içine girdi ve başına kadar çekti yumuşak yorganını. Gözlerini yumdu. Uyuyacaktı,tek ihtiyacı olan buydu. Duyduklarını unutmanın belkide tek yolu uyumaktı. Lakin,Park Jimin konuşmaya devam ediyordu. 
   "Aşk hıçkırık gibidir ve birden gelir!"
  Burnunu çektikten sonra kendi dediğine kıkırdadı Jimin.  
   "Ve Min Yoongi,sen kalbime birden geldin..."
All Rights Reserved
Sign up to add ラジオ༄┋YoonMin to your library and receive updates
or
#294mingi
Content Guidelines
You may also like
VERA İLE VAHA   by kariabenam
61 parts Complete
"Geçmişin bana ait," dedi ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı. "İstesen de beni unutamazsın." Geçmiş can yakar. Yıllar sonra karşılaştığında bile. Fakat madalyonun iki yüzü vardır. Her şey çok güzel olabilirdi; onu tekrar görmeseydim. 💔 Henüz gençliğinin baharındayken, sevdiği adam tarafından acımasızca dünyası başına yıkılan Eylül'ün ölmekten başka hiçbir planı yoktu. Gözünü kapatıp teslim olduğu adam olan Vaha, onu bir başına ve yüzüstü bırakıp gitti. Yaşadıkları anların hepsinin acı bir hatıraya gömüldüğünü dehşetle izledikten sonra ardı ardına darbe aldı. Annesinden, babasından, ağabeyinden... Bir zamanlar deli gibi sevdiği Vaha, tüm hayatını ellerinden çalmıştı. Uykusunda gördüğü dur durak bilmeyen kabuslarla, uyandığında umutsuzluğun beslediği ruhunu huzura kavuşturmaya kararlıydı. Ta ki dünyanın en kibar ve anlayışlı adamı olan Özgür'le tanışana dek... Eylül, uzun yıllarının ardından onu unuttuğunu sanıp yeni hayatının taslağını çizdikten sonra Vaha ile tekrar karşılaşır ve fitilin ucu ateşlenir. Çaresiz, umutsuz ve bir o kadar da yasak aşkın pençesine girmemek için birbirlerini mahvetmek pahasına ikisi de mücadele eder. Eylül'ün doğru sandığı yanlışları tokat gibi yüzüne çarparken, gerçekler onu dipsiz bir kuyuya atar. Fakat yazgının kesin çizgisinden çıkmak ne kadar mümkün olabilirdi ki?
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
VERA İLE VAHA   cover
Yazgının Oyunu cover
Oyunbozan cover
(+18)Seks Hikayeleri cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
Babacık'ın Minik'i cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
Güneş Çiçeği | yarı texting 𓍯𓂃 cover

Lafügüzaf

25 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.