AŞKIN İKİ YÜZÜ
  • Reads 3,831
  • Votes 1,191
  • Parts 25
  • Reads 3,831
  • Votes 1,191
  • Parts 25
Complete, First published Jun 11, 2019
Iyilik ve kötülüğün süre gelen savaşına bir de aşk eklenirse ne olur? Kalbini yıllar sonra birine açan Melanie'nin bu savaştaki rolü, karanlık bir adamın hayatına ışık tutacaktır. Kim bilir belki de onu karanlığa sürükleyecektir.

Bir kadın... 

Iki Adam.. 
 
Yın ve Yang!

Aşk ve Nefret..
All Rights Reserved
Sign up to add AŞKIN İKİ YÜZÜ to your library and receive updates
or
#118iyilik
Content Guidelines
You may also like
Mavi Kuş ile Küçük Kız by yazarrkasa
31 parts Ongoing
"Uzatmayacağım Baba. Paraya sıkıştım." Kafası ile beni işaret etti. "Kızı kaça okursun?" Ne demek istedi? Ne demek istedi! NE! DEMEK! İSTEDİ! "Boş muhabbeti sevmiyorsun. İyi güzel." Rüzgâr fıst diyip burnunu çekti. "Paraya ve mala ihtiyacım var. Sıkışığım. Kız yeni. Sana getirmemi söylediler. Baştan söyleyeyim ucuz iş yapmam. Pazarlık sevmem." "Tamam koçum sakin ol. Namın senden önce kulağımıza çalındı merak etme." Adam babacan bir tavırla konuşuyordu. Ürkütücü derecede sakindi. Rüzgâr'sa yerinde duramıyordu. Bana bakmıyordu. "Ne oluyor burada?" diye sordum ama Rüzgâr bana dönmedi. "Kız nereye geldiğini bilmiyor mu?" Rüzgâr bana bakmadı. "Hayır. Dedim ya kız temiz. Söylesem gelmezdi." "Ne saçmalıyorsun sen ya! Ne demek söylesem gelmezdi? Ne dönüyor burada?" Sesim kontrolsüzce yüksek çıkmıştı. Kalbim hızla atmaya beynimde bir damar zonklamaya başladı. "Bu kadar saf olmamalıydın güzelim. Artık insanlara neden güvenmemen gerektiğini daha iyi anlarsın." "Şerefsiz!" diyerek bağırdım ve Rüzgâr'ın üzerine atladım. Yüzüne tüm gücümle bir yumruk attım. Dudağı patladı. Beni kollarımdan tuttu. "Sakin ol yaban gülü." "Yaşı biraz büyük gibi." Baba bana hor gören gözlerle bakıyordu. "Evet ama el değmemiş," dedi Rüzgâr ve Baba'ya göz kırptı. "Anlarsın ya." "Kızı sevdim. Hırçın ve güzel. El değmemiş olması da bir avantaj. İş görür." Baba'ya baktım. Yüzüne tükürmek istiyordum. Baba masasından telefonu aldı ve bir tuşa basıp kulağına götürdü. "İçeri girip kızı alın." Ben çırpınıp dururken Rüzgâr beni tutmuş zapt etmeye çalışıyordu. Bu sırada birden ayaklarımın yerden yükseldiğini hissettim. Keşke bu romantik bir sahne olsaydı. Ama kapıda bizi karşılayan kıllı ayı beni kollarımdan tutmuştu ve kemiklerimi kıracak kadar sıkı tutuyordu. Nefesim kesildi. "Merak etme birazdan sakinleşir. Az önce ilk dozun
YA İSTİKLÂL YA İZMİHİLÂL by 4_yap_yonca
18 parts Complete
Beni kucaklayan bedenle uyandım. "Muaz?" Boynuna sarıldım. "Benim, geldim." Dayanamadım ve sesli ağlamaya başladım. Salona geçince beni bıraktı, sımsıkı sarıldı. "Çok özledim." Ben de çok özlemiştim. "Ne çok özlemişim." Ağlıyordu. Yüzümü avuçlayıp yüzümün her karışını öptü. "Ağlama." Olmuyordu, göz yaşlarımı dinmiyordu. "Ağlama iki gözüm, ağlama canan bildiğim." Alnını alnıma yasladı. "Çok özledim." Sımsıkı sarıldı. Meğerse ne büyük acıydı eşinden ayrı kalmak, ne büyük bir imtihandı. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım, bu sefer yüzünün her karışını öpen bendim. Onu o kadar çok özlemiştim ki. "Gitmem gerek." Bir söz bir yüreğe ne kadar ağır gelebilirdi? Bana bu söz çok ağır gelmişti. "Tamam." Başka ne diyebilirdim ki. Yüzümü avuçladı. "Âmine, sevdiğim..." Ağlamamaya çabaladım. "Seninle kavuşmalarımız cennete kaldı artık. Sana benimle evlenmek kolay olmayacak, hayallerini gerçekleştiremem demiştim. Hakkını helal et göz aydınlığım. Mazlumlar acı çekerken bir korkak gibi koynunda yatamam." Biliyordum. "Şikayetim yok. Sadece insanım ben, canım acıyor. Bu dava İslam davası, cihadında yanında olmaktan başka isteğim yok." Alnımı öptü. Ne doğumlarını ne de büyüdüklerini göremediği yavrularını öptü. Yanımıza biraz da para bıraktı. Suriye rejimi konu almaktadır. Yaşanan olaylardan esinlenerek yazılmıştır.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
Mavi Kuş ile Küçük Kız cover
21.Kat cover
Solcu Aşk +18 cover
Manolya cover
YA İSTİKLÂL YA İZMİHİLÂL cover
ZAHTER cover
BAL ÇİÇEĞİ +18 cover
GÜZ cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor) cover
SİYAHA AŞIK MAVİ cover

Mavi Kuş ile Küçük Kız

31 parts Ongoing

"Uzatmayacağım Baba. Paraya sıkıştım." Kafası ile beni işaret etti. "Kızı kaça okursun?" Ne demek istedi? Ne demek istedi! NE! DEMEK! İSTEDİ! "Boş muhabbeti sevmiyorsun. İyi güzel." Rüzgâr fıst diyip burnunu çekti. "Paraya ve mala ihtiyacım var. Sıkışığım. Kız yeni. Sana getirmemi söylediler. Baştan söyleyeyim ucuz iş yapmam. Pazarlık sevmem." "Tamam koçum sakin ol. Namın senden önce kulağımıza çalındı merak etme." Adam babacan bir tavırla konuşuyordu. Ürkütücü derecede sakindi. Rüzgâr'sa yerinde duramıyordu. Bana bakmıyordu. "Ne oluyor burada?" diye sordum ama Rüzgâr bana dönmedi. "Kız nereye geldiğini bilmiyor mu?" Rüzgâr bana bakmadı. "Hayır. Dedim ya kız temiz. Söylesem gelmezdi." "Ne saçmalıyorsun sen ya! Ne demek söylesem gelmezdi? Ne dönüyor burada?" Sesim kontrolsüzce yüksek çıkmıştı. Kalbim hızla atmaya beynimde bir damar zonklamaya başladı. "Bu kadar saf olmamalıydın güzelim. Artık insanlara neden güvenmemen gerektiğini daha iyi anlarsın." "Şerefsiz!" diyerek bağırdım ve Rüzgâr'ın üzerine atladım. Yüzüne tüm gücümle bir yumruk attım. Dudağı patladı. Beni kollarımdan tuttu. "Sakin ol yaban gülü." "Yaşı biraz büyük gibi." Baba bana hor gören gözlerle bakıyordu. "Evet ama el değmemiş," dedi Rüzgâr ve Baba'ya göz kırptı. "Anlarsın ya." "Kızı sevdim. Hırçın ve güzel. El değmemiş olması da bir avantaj. İş görür." Baba'ya baktım. Yüzüne tükürmek istiyordum. Baba masasından telefonu aldı ve bir tuşa basıp kulağına götürdü. "İçeri girip kızı alın." Ben çırpınıp dururken Rüzgâr beni tutmuş zapt etmeye çalışıyordu. Bu sırada birden ayaklarımın yerden yükseldiğini hissettim. Keşke bu romantik bir sahne olsaydı. Ama kapıda bizi karşılayan kıllı ayı beni kollarımdan tutmuştu ve kemiklerimi kıracak kadar sıkı tutuyordu. Nefesim kesildi. "Merak etme birazdan sakinleşir. Az önce ilk dozun