"Hop ! Ne yapıyorsun sen ya! Güpegündüz hırsızlık bu yaptığın! Çabuk bırak bisikletimi. Vallahi hırsız var diye bağırırım." Karşımdaki genç bana nefes nefese bakıyordu. "Ya ben polisim ve aracınıza ihtiyacım var. Çabuk ver. Gelicekler şimdi. " "Gelicekler mi? Sen nasıl polisin ya? Senin kovalaman lazım. Göster kimliğini. " Aklınca beni kandırıcaksın. Yemezler. Ben kimlik diyince o da ceplerini aramaya başladı. Bulamamış olamlı ki bana şaşkın bir şekilde baktı. "Ya orada kaldı. Bak ben gizli görevdeydim benim polis olduğumu anladılar. Yani şuan beni arayanlar peşimde. En az beş silahli adam var! Çabuk ver şunu" doğru mu acaba? "Siktir geldiler! Özür dilerim sana bunu getireceğim." diyip bindi ve bastı pedallara. Arkasından çağırsamda nafile. Gitti bisiklet. Onların hikayesi de böyle başladı işte. Kısacık bir ömre sahip bir kelebek... Ölümsüz olmak istiyordu. Çiçek bahçesinde son nefesinde bir çiçeğin üstüne düştü. O an ölümsüz oldu. Kelebek canlandı işte. Kelebek çiçeğini bulmuştu ve hiç bırakmayacak gibi. Ay Vallahi kitabımı çalan, hikayeyi uyarlayan olursa ilk başta çok güzel söverim sonrada gerekeni yaparım.
14 parts