"Herkesin ruhunda bir aşk tohumu vardır, onu sularsan açar sulamazsan kuruyup içine gömülür..."
Dila her zerresinde karanlık kalmaya direnirken O'na gökkuşağı olmasını söyleyen dostları; Nil, Asel ve Miray O'nun için çok değerli.
Dila ve dostları güzel başarılarla, sevinçli anlarla, fedakârlık, arkadaşlık ve aşklarıyla bir bütünler.
Hayatlarında amaçları için bir savaş verirken ayrı düşselerde kalpleri arasında bir bağ var, hem de kimsenin göremeyeceği ve çözemeyeceği kadar güçlü ve gizli bir bağ...
Dostluk, aile ve aşkın birleştirilmiş bir hikayesi.
"Ve biz birbirimizi bırakmaya asla niyetli değilken, birbirimizin gökkuşağı olmaktan vazgeçmeye de niyetli değiliz..."
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...