Girdiğim karanlık sokakta karşıma çıkan küçük mucize sayesinde tanıdığım adama baktım uzunca. Karşımdaki tekli koltukta oturuyordu. Mavi gözleri buz gibiydi; soğuk, sert, korkutucu...
Kadehi, dudaklarının arasından çektiğinde kenara bıraktı ve bana döndü.
"Şarap..." dedi sakince, "Kokun şarap gibi..."
Utanç bedenimi ele geçirdiğinde gözlerimi önünde oturduğum şömineye çevirdim.
"Karşıma çıktığın ilk andan beri aklıma kazıdın kokunu!" diyerek öfkeyle bağırdı.
Dirseklerini dizine yasladığında öne doğru eğildi, "Senin kokunun bıraktığı iz... çok derin!"
Sol elini uzatarak kazağımın açıkta bıraktığı omzumda parmaklarını gezdirmeye başladı.
"Pusat..."
"Tam burası..." diyerek sözümü kesti, "Kokunun izi tam burada."
Ayaklandığında ellerimden tutarak benide kendiyle birlikte kaldırdı. Tam karşıma dikildiğinde ellerini bedenimden çekmişti.
"Kokun beni sarhoş ediyor!"
Sol omzuma doğru eğilerek derin bir nefes çektikten sonra ıslak dudaklarını omzuma bastırdı.
"Ve... senin kokunla gelen ölüm çok güzel bir son olacak Şiraz!"
🍷🍷🍷🍷🍷🍷
Başlangıç tarihi: 31.10.20
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024