Eylül (BİTTİ)
  • Reads 24,946
  • Votes 2,269
  • Parts 46
  • Reads 24,946
  • Votes 2,269
  • Parts 46
Complete, First published Jun 20, 2019
"Neden ona bir şans vermiyorsun?"
"Üzgünüm bunu yapamam.''
"Yılın başından beri seni bekliyor."
"İsterse 100 sene beklesin. Yine de olmaz."
"Neden bu kadar acımasızsın ?"
"Onu, onun istediği şekilde sevmiyorum."
"Sadece denesen? Bunu hak ediyor biliyorsun."
"Biliyorum, ama bu mümkün değil."
"Neden?"
"Sen neden Orhan'a şans vermiyorsun?."
''Çünkü onu sevmiyorum!''
''Beni anlamalısın o halde.''
''Bak ne diyeceğim. Ben Orhan'a şans vereceğim, sen de Eylül'e. Böylelikle ikisinin istediğini de gerçekleştirip biraz mutlu olmalarını sağlayabiliriz.''
''Bu onları daha fazla üzmez mi?''
''Bilmiyorum. Sadece denememiz gerektiğini düşünüyorum.''
''Haklısın sanırım. Peki ne kadar zaman?''
''Zaman yok. belki severiz bilemezsin.''
''Bu benim için mümkün değil''
''Neden ama Burak?''
''Bunu sana söyleyemem. Daha fazla soru sorarsan vazgeçeceğim.''
''Tamam anlaştık. Hadi şimdi git ve ona sevgilin olmasını istediğini söyle!''
''Peki.''
All Rights Reserved
Sign up to add Eylül (BİTTİ) to your library and receive updates
or
#4vote
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
39 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Aşk'a Direniş  by Jutenya_
45 parts Ongoing
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevdi ve sevdiği adam için ailesini herkesi karşısına aldı. Adam çok sevdi... Sevdiği kadın için ölüme gider gibi Karadağlı konağına girdi. Tüm olumsuzluklara rağmen ikisi el ele tutușup herkesi arkalarında bırakıp çıktılar. Aradan geçen 3 yıl sonra hüküm verildi. Ağanın soyu devam etmeliydi ve Keje üstünde ki beyaz gelinlikle... Düğünlü davul zurnalı bir şekilde Mirakan konağına giriş yaptı. Heja aklını yitirdi göğsü sıkıştı... Hayır kocası onu seviyordu yapmaz dedi. İnsan gözüyle gördüğüne kalbiyle inanmak istemiyordu. Heja inanmak istemese de her şey bütün gerçekliğiyle ortadaydı. Mirakan konağında acı bir gerçek... Kuma! Bu kitapta Amed'e nam salmış güçlü ve asil kadın Narin Karadağlı var. Ben hem okuyacağım, hem de sevdiğim adamla evleneceğim deyip töreye aşirete baş kaldıran Narin Karadağlı var. Bu kitapta sevdiği adam için herkesi karşısına alıp, ihanete uğrayan Heja Karadağlı... Bir kadının en güçlü isyanı. Bu kitapta sessiz çığlıklarını duyuramayan sevdiği adamın abisine eş giden Berfin Mirakan var. Ve bu kitapta sevdiği kadın için herkesi karşısına alan sabrın sadakatin en güzel hali Ömer Mirza Karahan var. Heja güzelliği cesareti ve asiliği ile Amed'e nam salmış kadın! Ağir yakışıklılığı bastığı yeri titreyişiyle Heja'nın kalbini fethetmiş adam! Hazar Karadağlı sevdanın en güzel tonu... Sevdiğim kız mutlu olsun varsın bensiz nefes alsın diyen genç yağız bir delikanlı. Onun mutluluğuyla bende nefes alırım diyen bir adam. Mirakan konağına düşen bir ateş kuma gelen Keje Mirakan... senin yapamadığını ben yapmaya geldim dedi, karşısında ki kadını yaktığını bilerek. Bastığı yer alev alıyordu. Kurgunun t
BÜLBÜL by papatyakorusu
21 parts Ongoing
*avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum,neden sana vurgunum? -bir mahalle hikâyesi- 18/05/2023 " Dökme yüzünü." dedi. Yüzüne vuran kızıl ateşlere bakarken gözlerinde kararlı bir ifade vardı. Kurşuni bulutlar, karşıdaki binaların silüetlerin üzerine yığılmışlardı ve akşamın alacasına güneşin son kızıllıkları karışıyordu. Hafif bir rüzgâr çıkmıştı. Sesi, bulanıklıktan uzak, net ve kendinden emindi. Hiç tereddütleri olmamıştı zaten. Şimdi oturduğumuz bu tenhalıkta, gözleri yerdeki ateşin kızıllığındayken düşen yüzümü, incinen kalbimi nasıl fark etmiş, nasıl sezmişti bilemiyordum. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Kemikli yüzündeki kararlı ifadeye baktım. Gözleri ateşten uzaklaşıp bana döndüğünde yanağında şimdi sakalların gizlediği yara izini ve sebebini düşünüyordum. Yaralar her zaman görünür değildi, olamazdı ama sanki onun yaraları gördüğümden daha derinlerde bir yerlerde gibi geliyordu bana. Gözleri, uysal bir kuştan uzak, gelip gözlerime ilişti. Bakışları karanlık bir orman gibiydi ama tekinsiz değildi. Alaz alaz bir ifade vardı. Hummalı, sert ve kendinden emindi. Kaşlarının arasındaki çukurlar inen akşamla karanlık çizgilere dönmüştü. Garip bir şekilde yanında kendimi hiç olmadığı ölçüde güvende hissettiğimi fark ediyordum. Bana bakarken gözünü bile kırpmıyor, bakışlarındaki bir şey beni gözlerimi kaçırmaya hatta buradan çıkıp ardıma bile bakmadan kaçmaya zorluyordu. Ama direniyordum. Ne gözlerimi mızrak gibi saplanan bakışlarından çekebiliyordum ne de koşup uzaklaşmaya derman bulabiliyordum. " Dökmedim." dedim inkar ederek, az önceki sözünü esasında kendime hatırlatmak için. Elindeki uzun çubukla ateşi karıştırırken tüylerimi diken diken eden ifadesini de çekip almıştı üzerimden. " Döktün. Ama sen yine de dökme yüzünü. O yüz, dökülecek yüzlerden değil."
TAN YERİ by dazzlinglion
88 parts Complete
Tan yeri kızıllığının seyircisi , Duyduğu gecenin ayak sesi , Umut kokan günlerin habercisi, Unutulmaz bir aşkın hikayesi. Sıradan hayatının ardında beş bilim insanından geriye kalmış büyük sırlar, kilitli kasalar ve unutulmaz bir aşk bekliyordu genç kızı. O ise her gün Tan Yeri'nde Güneş'ini bekliyordu. Onu bu karanlığından kurtaracak ya da onu tamamen karanlığa boğacak Güneş'ini... Yine Güneş'ini beklediği o tepede, kaderi ona gece ve gündüzün aşkını hediye etti. Gündüzün kavuşmak istediği tek şey geceydi. Geceye ulaşabildiği en yakın nokta ise " Tan Yeri "... **** " Senin için en uzun gece hangisi? " dedim okuduğu dizelere vurgu yaparak. Onun gam dolu yüreğinden haberdar bir halde bu soruyu sorabilmiştim. Bakışlarını benden çekerken konuştu. " 22 ağustos " dedi sadece. Zaten başka bir şey demesine de gerek yoktu. İkimiz de o günün sekiz seneden fazla süren ayrılığımızın başlangıcı olduğunu biliyorduk. Ben o gün ondan gitmiş ve bu ülkeyi terk etmiştim. İşte ondan sonra ikimiz için de en uzun gece başlamıştı. " Senin için hangisi? " dediğinde ona baktım. Bu sorunun açıklaması şu şekildeydi aslında, sen hiç gama tutuldun mu? Bir gün olsun senin gamla dolu en uzun gece oldu mu? " Benimki 20 ağustos... " dedim. O gün yaşadıklarımdan kimsenin haberi olmadığı gibi onun da haberi yoktu. Ancak ona şimdi söylemeyecektim. Yine de kalbimden kopup dilimden dökülenlere engel olamadım. "Bugünle bir farkı var ama " dedim derin bir nefes alırken. O mavi dalgalar her an beni savuracak gibi bakıyordu. " En uzun gece her sene olduğu gibi bugün de birkaç saat sonra bitecek. En uzun gündüz, yeniden gelecek... " Mavi dalgaların hareketlendiğini hisseden kalbim bir kor gibi atlayıvermişti o engin sulara. " Ama ben 20 ağustostan sonra bir kez bile gündüzü göremedim... Ben yıllardır en uzun geceyi yaşıyorum Hazer "
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Kırık Kalem  cover
Aşk'a Direniş  cover
Sarmaşık [BxB]  cover
BEYAZ LEKE cover
Siyah Gül cover
İMDADIM cover
BÜLBÜL cover
TAN YERİ cover
gay seks hikayeleri 1 cover

GECENİN İZİ

39 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....