"Sen kimsin?!" Şaşkınlığımı üzerimden atıp, sonunda konuştum. Küçük adımlarla masaya doğru ilerledim. Karşımdaki her ne kadar sarhoş ve ayakta duramayan biri olsa da vazoyu arkamda saklamaya devam ettim. Ne olur, ne olmaz. "Bak. Git Merte söyle, gerçekten havamda değilim!" İşaret parmağını bana doğru salladıktan sonra koltuğa daha da yayıldı. Ne yapacağımı şaşırıp yutkundum. Acaba Selim amcayı çağırmalı mıyım? Gitmediğimi fark etmiş gibi, yeniden bana döndü. "Allah belanı versin Mert!" diyerek ayağa kalktı. Boyu ne kadar da uzun! "Para mı istiyorsun?!" Kaşlarımı çatmış bir şekilde yüzüne bakıyordum. Bu ne şimdi? Şaka filan mı?! Acaba Büşranın saçma şakalarından biri mi? "Tamam," Elini cebine salıp, büyük miktarda parayı bana uzattı. "Al ve git. Merte de benimle yattığını söylersin olur biter." Mert? Yatmak? Para? Ne anlama geldiğini anladığım an yüzümü buruşturdum. Parayı almadığımı görüp masaya bıraktı. Ardından koltuğa oturup, kafasını arkaya attı. Ve gözlerini yumdu. ❀ Gösterdiği yere doğru ilerleyip yanına oturdum. Galiba oturmamı beklemiyordu ki garip bir şekilde yüzüme baktı. "Ama artık yanında ailen yok. Ben varım." Elini saçlarımda gezdirdi. "Söylediğim gibi bana alışsan iyi edersin." dedi tekrar gülümseyerek. ❀❀ "Ne bakıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak. "Farkettiysen eğer şu an karşımda üstün çıplak duruyorsun. Denizde olmadığımıza göre? Ee? Biri girse yalnış anlayacak. Çekil önümden." Hala karşımda dikilirken gözlerimi devirdim. Ne zaman olduğunu anlaya bilmediğim bir zamanda üzerime eğilerek ellerini koltuğun kenarına yerleştirdi. "Senin olana bakmanda bir problem göremiyorum." daha da eğilirken gözleri gözlerimi buldu. "Benim olana bakmamda da." fısıldar gibi konuşup gözlerini gözlerimden çekerek üzerimde gezdirdi.All Rights Reserved