Bİr kıs sabahı, annemin ve babamın sesleriyle uykumdan uyandm. Yine kavga ediyorlardı, babam anneme sebepsiz yere bagırıp cağırdı. Ne derseniz deyin belki korktum belki cesaret edemedim, annemin yanına gidemedim. En son kapı sesiyle yerimden sıçradım. Koşarak salonda yerde oturan annemi gördüm, korkmuştu. Beni görünce gülümsedi "benim güzel kızım uyanmıs mı hadi kızım kahvaltını yap." dedikten sonra gözlerindeki yaşları sildi. Bana belli etmek istemiyodu agladıgı her zorlukta aglamamak. gerekiyomus, bir sey diyemedn annemle beraber sessiz bir kahvaltı yaptık. Etrafı topladıktan sonra odama geçip müzik dinlemeye başladım. Bir an telefonumun ısığının yandıgını gördüm, belli ki mesaj gelmisti. Son ses dinlediğim müziği hic bırakmak istemiyordum, kulaklıgı cıkardığım anda babamın sesini duydum. Öyle çok bağrıyordu ki ne dediği dahi anlaşılmıyordu, odamdan cıktım. " bu ne biçim yemek neden tuzu yok bunun" die anneme bagrıyordu.
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.