"KURŞUN"un ikinci hikayesi sayılmakla beraber, başka bir karakter üzerinden ilerleyen bir hikaye Başer'in Ural'ı. Bu sefer ana karakterimiz Olcay Başer. * (KURŞUN'dan) Birden gözlerim Olcay'a kaydı. Kıza bakıyordu. Hem de pür dikkat ve aynı... Bartu'nun bana ilk zamanlar baktığı gibi. Yapma Olcay ya. Kıza döndüğümde hala bana baktığını gördüm. Eh, hadi benden sana bir hediye Olcay. "Her şey için teşekkür ederim. İletişim bilgilerini alabilir miyim, yardıma ihtiyacın olursa her zaman aramanı isterim. Beni ya da Olcay'ı arayabilirsin." "Ah, hiç gerek yok, teşekkür ederim. Ben bir şey yapmadım." dedi mahcup mahcup. "Olur mu öyle şey. Lütfen, en azından teşekkür için sizi bir yemeğe davet etmeme izin verin." dedim gülümseyerek. "Sevgilim sizinle değil başkasıyla konuşmuş olsaydı kim bilir şimdi nerede olurdu, lütfen beni geri çevirmeyin." Kız bu sefer kısa bir süre düşündü ve sonra bana olumlu anlamda kafasını salladı. Ben de mutlu bir gülümsemeyle telefonumu ona uzattım. "Zamanı ve yeri konuşuruz." Başını salladı yeniden ve numarasını yazdı. "Affedersin, adın..." dedim soru sorar gibi. "Ayris Ural."