Nescafe içerken yağmuru izlerdim. Bununda en rahatlatıcı şey olduğunu düşünürdüm. Onun gülüşünü izleyene kadar. Onun gülüşü her şeyden güzeldi. Gökkuşağındaki yedi renk uyumu kadar güzel. Yağmur yağdıktan sonra ki toprak kokusu kadar ferah. En önemlisi ise kalbimi ısıtacak kadar samimi. Gülüşünden öpmek istiyordum. Ama benim onunla olmam görme engelli birinin gökyüzünü izlemesi kadar imkansızdı. Duyma engelli birinin yağmurun sesini işitmesi kadar imkansızdı. Ben ve o vardı. Biz imkansızdık.