"Benim kitabımda kadınlara el kalkmaz..."
Hamra'nın küçük bedenine yaklaştı. İşaret parmağını Hamra'nın köprücük kemiklerinin birleşimindeki çukura bastırdı.
"Ama sen kadın!" aniden bağırmasıyla kadın irkildi. Bal rengi gözlerini sımsıkı yumdu. Bildiği tüm duaları okumaya başladı.Bu sırada Devran'dan ses çıkmadığını farkedince ok kiprikleri,örttüğü elmacık kemiklerinin üzerinden kalktı ve göz kapaklarına yaklaştı.
Gözleri Devran Ağa'nın kabarıp inen göğsüne, adeta bir lastik gibi gerilen omuzlarına, yukarı tırmanıp inen adem elmasına ardından sert gözüken sakallarına baktı. En son o koyu kahve gözlere tutunduğunda karşısındaki gözlerin dua ettikten sonra bastırdığı dudaklarına baktığını gördü. Ancak aniden koyu kahveler gözlerine saplanınca nefesi kesildi. Devran Ağa kadına bir nefeslik mesafe kalana kadar yaklaştı. Uzun boyunu Hamra'ya eşitlemek için eğildi.
Kadının bacakları üzerindeki bedeni taşıyacak gücünü yitirmeye başlıyordu. Titreyen bacaklarına rağmen titrek göz bebekleri ısrarla karşısındaki adamın gözlerine bakıyordu.
"Sen!.." Devran Ağa tek kelimeyi bile o kadar otoriter ve ürkütücü söylemişti ki Hamra'nın dizleri artık hissizleşmiş,yere düşeceği sırada beline dolanan güçlü kollar buna engel olmuş ve kendine çekmişti. Hamra çarpışmanın acısıyla kısık bir feryat kopardı dudaklarından. Devran bu çarpışmadan pek etkilenmiş değildi. Sert göğsü böyle küçük bedenden dolayı sızlamazdı bile.
Beli o kadar inceydi ki iri eli kadının düz karnına ulaşmış ve oraya baskı uygulamıştı. Hamra'nın bal rengi gözlerine baktı sırayla. Sonra biçimli burnuna,çıkık elmacık kemiklerine...Keskin bakışları karşısındaki kadının bir gülü andıran dolgun kırmızı dudaklarına düştü.
"...Tüm bildiklerimi unutmam için beni zorluyorsun"
↪Kapak tasarımı şahsıma aittir
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.