"Her zaman konuşmak, bağırmak gerekmiyordu birilerinin seni anlaması için. Susmak da gerekliydi. Ben susarak bağırdım sana, susarak söyledim seni sevdiğimi, susarak kurdum tüm cümlelerimi, susarak dinledim kendimi. Ve ilk defa susarak dersini verdim hayata... Susarak yıktık duvarları, şehirleri ve kendimizi... Aynı zamanda susarak yeniden inşa ettik duvarlarımızı, şehirlerimizi, kendimizi... Çünkü biz ses olduk. Sessizliğin sesi olduk... Şimdi bağıracağız bütün öfkemizi, sevincimizi, mutluluğumuzu, üzüntümüzü, aşkımızı... Ama sessizce. Çünkü biz sessizliğin sesiyiz..."
Odamda oturuyordum. Birden telefonum çaldı. Bir açtım baktım sessizlik beni aramış. Bana sorsalar tahmin etmezdim sessizliğe aşık olacağımı. Sessizlik benim en güçlü tesellimdi. Sonra sessizlik birden bir vücutta toplandı. Yine yanımdaydı, yine beni hiç bırakmadı. O zaman anladım benim sesimin sessizlik olduğunu. Benim adım Deniz ve bu bizim hikayemiz. Bu Deniz ve Toprak'ın hikayesi...
Genç bir kadının yeniden varoluş hikayesine hazırmısınız?
Ceylan'ın yolu ormanının kralı Aslan'la kesişmişti Aslan Karasinar'la.
Bir oyun kurulmuştu içinde masumların zarar görmesinden zerre çekinmeyen bir tilki ve masumları canı pahasına koruyacak bir Aslan vardı. Peki sizce kim kazanır bu oyunu, gerçekten kötüler her zaman kazanırmıydı?
!! Yaş farkı içerir !!