Soğuk bir esinti tenimi delip geçerken , yaşanılan olaylar bir silsile gibi gözlerimin önüne seriliyordu.
Geçmiş belkide hiç hazır olmadığım anda daha kendime bile söylemeye cesaret edemediğim; böyle devam ederse sonsuza kadar edemeyeceğim bir kasırga misali önüme serilmişti.Bu durumda ne yapacağımı bilememezlik hissiyatı en büyük kötülüğü yaparken, bana düşen üstesinden gelmekti
.Nasıl olacaktı, ne yapacaktım ? bilmiyordum. Bana yol gösterecek biri ya da birileri yoktu; düştüğümde kaldıracak , ağladığımda saçlarımı usulca okşayıp ''Herşey geçecek'' diyen ve en önemlisi arkamda duran bir ailem yoktu.
Sadece O vardı ama O' da çok uzaktaydı. Bu halimi bilip bana kızıyor mu acaba ?
Onsuz yapamadığımı , ne kadar güçsüz olduğumu düşündüğünden kızıyor muydu bana ?
Zaman gösterecekti bana yönü, Onun sevgisi ile bulacaktım hatıralarımı.
....
" Sen o çillerini benden başkasına sunamazsın ,benden başkasına o dudağının üstünde ki küçük parçayı sergileyemezsin. Biliyorsun Küçüğüm bedenin her haresi sadece bana karşı böyle istekle kıvranacak ,sadece bana...
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır.
...
Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı askerlerinden biridir. Bir gece vakti timiyle gittiği Kafes operasyonunda timdeki dostlarını acı bir şekilde kaybeder.
Her şeyini kaybettiği o zifiri karanlık gecede, kan dolu toprağa bakıp, toprağı avuçlayarak korkunç bir intikam yemini eder.
Ve her şeyi ardında bırakıp şehre geri döndüğünde, hiçbir şey aynı kalmayacaktır.
Özellikle de General'in kızıyla tanışıp, onunla aynı intikam yoluna başkoyduktan sonra...
ALACAKAN.