Karanlığın ardından sessiz adımlarla çıkıp gelmişti. Tehlikeli dolu sert bakışları amansız bir hastalığının belirtisiydi. Ondan iliklerime kadar korkuyordum. Bana yapabileceklerinin bir sınırı yoktu.
En az diğeri kadar tehlikeliydi. Tıpkı onun gibiydi. Onun gibi davranıyor, onun gibi bakıyordu. Kim olduğunu bilmediğim bu adamı sadece ismiyle tehlike saçacak kadar tanıyordum.
Gözümün önünde ders verir gibi öldürdüğü insanlar, sahip olduğu onlarca kadınlar... Ben bu adamın yanında ne yapıyordum. Benden 7 yaş büyük olmasına rağmen neden ben?
Ağlamaktan şişen gözlerimi hafifçe aralamaya çalıştım. Canım çok yanıyordu. Bunun sebebi boynumda canımı yakan ıslak ısırıklardı. Bana bakan buğulu bakışlarıyla süzmeye başladı. "İyice anladın mı kime ait olduğunu?"
Korkuyordum. Artık kabullenmeliydim. Bu adam fazlasıyla tehlikeliydi. Tüm ruhumu, bedenimi, kalbimi tek bir adam için bu zamana kadar ayırmıştım. Onu her haliyle kabul etmeye hazırdım. İnanıyordum çünkü değişeceğine, sevgisine.
Ama tüm bunlar onun kim olduğunu ve abisinin de kim olduğunu değiştirmiyordu. O asla şu an bana bakan tehditkar adamdan ayrılmazdı, vazgeçemezdi. Tüm krallığının, gücünün sahibi abisiydi.
Beni psikopat abisin önüne attığı gibi bu bitmeyen acıda terk etmişti. Evet! Bana sahip olmak isteyen kişi şu an yanımda duran abisinden başkası değildi.