"Yalan söylüyorsun!" Yüzüne söylediğim bu cümle galiba canını yakmıştı. "Hayır! Yalan söylemiyorum." Başımı olumsuz anlamda sallayarak dolan gözlerimi saklamaya çalıştım. Ama nafileydi saklıyamıyordum, nereye baksam okuldakilerin acı dolu bakışlarına maruz kalıyordum. Başka kurtuluşumun olmadığını anladığımda kendimi serbest bıraktım. Sanki göz yaşlarımda bunu bekliyormuşcasına teker teker akmaya başladılar. Karşımdaki kişiye baltığımda onunda gözleri kızarmıştı. Ne yani oda mı ağlıyıcaktı? Daha fazla dayanamıyarak konuşmaya başladım. Hem konuştum hem ağladım. "Biliyormusun Emere kendime hep şu soruyu sordum; ne bekliyordum?" Tabikide sorumun cevabını ondan beklemiyordum, ben cevap vericektim. Kollarımi iki yanima açarak bağırarak konuşmaya başladım " he Emre ne bekliyordum? Ben söyleyeyim mi hiçbir şey." Kollarımı yavaşça yanıma bırakarak onun duyacaği şekilde mırlıdandım "sana güvendiğim güne lanet olsun." ~~~~ Ve kadın acıdan inliye inliye uykuya daldı. Uykusunda bile sordu "hak ettim mi?"