"Kapat gözlerini şimdi." Anlamamıştım. Olsundu. İçten gelen bir tebessüm ve uyumla kapattım gözlerimi. Kalbimin ritmi saniyesine uymazken ben gözlerimi kapatmış, yüzümü göğe çevirmiş bir şekilde duyacaklarımı bekliyordum. "Kapattım.Ne olacak şimdi?" Bir süre duraksadı.Nefes seslerini işitiyordum. Hareketlerinden anladığım kadarıyla benim aldığım pozisyonu aldı. Derin bir nefes... Kokusu burnuma doluyordu. "Şimdi," Şimdi... Kendimi büyülü sesine vermiştim. Bak Naz, yıldızlar üstümüze yağacak dese inanırdım şimdi... "Hayal et. Her zaman yaptığın gibi. Şimdi ben ve sen, biz bir evdeyiz. Kocaman bir balkonumuz var. Masamıza oturduk. Beyaz, parlak bir masa. Önümüzde senin o çok sevdiğin çikolatalı süt bardakları." Sözünün burasında güldüm. Eşlik etti bana. Çikolatalı sütümüz. "Karşımızda Eyfel Kulesi. Işıkları yüzümüze vuruyor..." Hayalim. "Paris'teyiz. Paris bizim şehrimiz Naz." Duraksadım. Paris bizim şehrimiz... Ben bu hayali başkasıyla da paylaştım. "Paris bizim şehrimiz." diye tekrar ettim onu. "Sen, ben ve... Hayal." Evet. Hayallerim ve Hayal'im. Bir de sen. Ama biriniz eksik olsanız... Olmaz. O zaman ben olmazdım. "O da var tabii. Sonuçta sizin hayalinizdi değil mi Fransa? Sizin hayaliniz, benim gerçeğim." Yapma. Acıtma beni. "Bizim hayalimiz Yiğit. Ve bizim gerçeğimiz olacak. İnan bana... Bir tekiniz eksik olsa, olmaz. O zaman ben olmam. Sevdiğin kişi olmam." Ellerimiz birbirine değiyordu. Kavradı elimi, gözlerimizi açmıştık. "Devam et..." "Üçümüz... Hatta tamam tamam dördümüz. Seninkininki de var." Gülüşlerimiz birbirimize karışırken karşımda Eyfel ışıldıyordu. "Dışarı çıktık. Paris'in ışıltılı sokaklarında nereye gittiğimizi bilmemecesine yürüyoruz. Şanzelize Caddesi ayaklarımızın altında. Biz birlikteyiz." Rüzgar saçlarımın içinden geçiyordu. Gözlerimi öylesine yummuştum, her ş
8 parts