Saatlerdir bir bankta oturmuştuk ve sabahtan beri getirdiği kalemle beraber yanağımda bulunan gamzeye yıldız çizmeye çalışıyordu. Artık gülümsemekten yanaklarım iyice ağrımaya başlamıştı. Yavaşça yüzümü geriye doğru çektim ve bıkkınca konuşmaya başladım: -Cidden yanaklarım çok ağrıdı. Bitmedi mi hâla? Hemen modu düşse de buna yenik düşmeyerek sevinçle cevap verdi: -Yaaa azıcık daha sabret bitmek üzereee. Bu aşırı sevinçli ve istekli ses tonuna yenilerek yüzümü tekrar ona doğru yönelttim, gülümsemeyi sürdürdüm. Birkaç dakika sonra kulaklarıma dolan sesinin ardından yüzümdeki ellerini de çekmişti: -Bittiiiii! Yüzümdeki gülümsemeyi silmeyerek merakla sordum: -Şimdi söyle bakalım nedir bu gamzelerime yıldız çizme meselesi? Hafifçe gülümsedi ve cilveyle harmanladığı sesini birleştirerek cevap verdi: -Şimdi sen gülüyorsun ya. Güldüğünde sabahları gökyüzündeki güneş, geceleri ise yıldızlar gamzelerine toplanıyor. Ben de bunu somut hâle çevirmek istediğim için gamzene parıltılı bir yıldız çizmek istedim. Söylediği cümleler her hücremde, onun her zerresi için toplanan âşkı daha da ileri seviyeye taşımıştı. Bu düşüncelerle ona sıkıca sarıldım ve cevap verdim: -Bu yaptığın haksızlık ben senin gözlerine yıldız çizemem ki.All Rights Reserved