Bu yolculuk, neye yolculuktu? Her insanın ayrı bir yolculuk hikayesi vardır, üzerinde tekerlek izleri bıraktığımız bu yollar bazılarını sevdiğine, bazılarını eceline götürür. Uzun süreli yolculukların bazen samimi arkadaşlarla bazen de hiç tanımadığın insanlarla eğlenerek, kısacık yolları ölmek üzere olan bir yakınını geçmek bitmeyen zamana söverek geçirdiğini hatırladın mı? Aşka susamış bir gencin içindeki heyecanını, hasta olmuş bir insanın gözlerindeki baygın bakışları, toprak olmuş bir bedenin ruhunu taşır yolculuklar. Ardında sevdiklerini bıraktıysan için buruktur, vardığında sevdiklerini göreceksen senden mutlusu yoktur. Nereye, kiminle olursa olsun her yolculuğun kahkahaları, akıttığı gözyaşları, tükenen umutları ve hayatın boyunca taşıyacağın derin yaraları vardır. Hayat, bir yolculuk. Peki sen, neden hâlâ o yolculuğa çıkmıyorsun? "Çıktım da ne oldu?" diye kızarak içimdeki düşünce bulutundan sıyrıldım.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."