Paramparça hayatların ve kırık iki kalbin aşkla imtihanı....
Yaşadığı acılardan dolayı Antalya'dan Ankara ' ya gelen Öykü, hiç bilmediği bir yerde yaşamaya çalışmak ister. Yeni bir lisede hayatına yeni bir başlangıç yapmak isteyen Öykü, başına geleceklerden bihaberdi.
Kendisi bekleyen gerçekler ve tehlikelerin yanı sıra, hayatına bir anda giren gizemli kişinin onun için neler ifade edeceğini bilmiyordu.
Hayata tutunmaya çalışan Öykü 'nün başına gelecekler ve öğreneceği gerçekler onu nasıl etkileyecek? Hep birlikte okuyup , görelim; )
~~~~~
Sadece bakmak yeterli miydi acılarını
anlatmaya?
Gözlerin anlatır mıydı tüm acılarını?
Peki gözlerin anlatsa , anlar mıydı karşındaki insan?
~~~~~~~
Elimin tersi ile göz yaşlarımı sildim. Güçlü olmak zorundaydım. Buradan kurtulmalıydım.
Bu adamların bana ne yapacağını bilmiyordum ve bu daha da korkutucuydu. Öylece durup, birinin beni kurtarmasını bekleyemezdim. Bu izbe yerde daha fazla kalamazdım.
~~~~~
Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına kadar dolar insanın.
Sussan ; acıtır,
Konuşsan; kanatır ...
(Oğuz Atay)
~~~~~
Ama unutma,
Taş duvarlar arasındaki karanlığımın
senden başka penceresi yok...
(Sabahattin Ali)
#Tüm hakları saklıdır.
Çalınması ve ya kopyalanması durumunda yasal işlemler başlatılacaktır.
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.