Harabeye dönmüş bir şehrin çatlayıp ikiye yarılmış yollarını adımladı. Parça parça, ruhunu asfalttan topladı. Halatları seyrelmiş asma köprüde bir ruhla aynı anda uzandılar, mutlak ruhun eşsiz parçasına. Piyanonun tuşları yaylarını terk etti, kemanın telleri haykırışlarla koptu. Rüzgâr alıp götürdü, eşsiz parçayı. O boşluk oluk oluk kanadı. Yaralı avuçlarını birbirlerinin ruhlarından kan fışkıran o boşluklara bastırdılar. Parmaklar buruştu, kan durmadı.
Sonra, mütamadiyen kanadı.
Mutlak ruh ilk ölüşünü yaşadı.
Aynı zamanda, sondan peyda bir yaşama gebe kaldı.
~
18.07.2019
Okuyucu, bu kitap benim hayal gücümün ürünüdür. Aradığın tüm gerçeklikler, sert bir duvara toslamana sebep olabilir.
Tüm hakları saklıdır.