SINAV

Biraz sonra cesaretimi toplayarak, ama kısık bir ses tonuyla:

"Nereye gidiyoruz?" Dedim.

"Seni çok sevdiğim bir cafe'ye götüreceğim." Dedi hafif bir tebessüm ile. Mutlu olmuştum. Çünkü ben onu seviyordum. Bir vakit sonra mekana geldik. Gerçektende çok tatlı minik ve hoş bir mekandı. Camında 'SÜTLÜ CAFE' yazıyordu. İçeriye gelecek olursak;
Küçük boy ahşap masalar ve demir siyah sandalyeler çok uyumluydu. Masada tatlı bir ağaç süsü vardı ve o ağacın üzerinde doğal taşlardan yapılan minik kuşlar vardı. Arkada ise yine harika el yapımı bir tablo vardı. İçeriğinde yine ağaç olan ve o ağacın onünden akan harika bir nehir ( akarsu ) vardı. Bu mekana bayılmıştım. Yine aynı şekildede bu mekana uygun tatlı mı tatlı, çalışanlar vardı.