"Seneler önce, zamanı avuçlarında söndürmüşken, bir yıldızın kayarken tuttuğu bir dileğe yakalanmışken, henüz o taşlı kenarları dikenli güllerle kaplı yoldan geçmişken, bir şarkıyı bitirmişken, aslında herşey olduğu, bıraktığın gibi ardında kalmışken durup nefeslen, akrep yelkovanın önünde diz çökmüşken, kaldır dizlerini. Avuçlarında söndürdüğün zamanın her bir dakikasını işle tekrar. Avuçlarında ki çizgileri takip et. her şey henüz bitmişken, yapacak hiç bir şeyin kalmamışken. Yolun sonunu belirlemişken. Dön. Aklına gelsin. Öylesine. sanki yapacakların bitmemişken geçmiş geçmemişken, Avuçlarında ki külleri sahiplenirken yangınını senin başlatmadığını henüz farketmişken, bir anda getir aklına onu tesadüfen. Ve adını mırıldan. Son kez."
alâ aktaş, çok uzun zamandır ünlü müzisyen alaz çevik'in dmlerini kendi yaşantısı ile doldurmuştu. alâ, zaten görmez diyerek her şeyi anlatırken alaz konuk olduğu bir programda ilk defa dmlerini okurken gözüne alâ'nın yazdığı mesajlar çarpar. sonrasında ise zaman, ikisini de hortum gibi sertçe içine çekecekti.
3.1.25'
#1 instagram 11.1.25'
#1 whatsapp 6.2.25'