Senin adın Ellaria, sen Eraklyon İmparatorluğu IV.Varisi'sin , sen Kraliyet Savaşçısı'sın, sen yüzyıllardır bu lanete hapsolmuş Kayıp Prenses'sin... Ama artık bitti, lanet bozuldu. Eve dönmeli, kehanetini gerçekleştirmelisin. Sana biçilmiş kaderi yaşamalısın."
"Thor, benim ilk oğlum, kudretli Gök Gürültüsü Tanrısı, kehanet gerçekleşmek zorunda. Bunu Asgard için yapmak zorundasın, Prenses Ellaria ile evleneceksin. Bir kral ancak güçlü bir kraliçesi varsa güçlüdür!"
Karanlık Çöktüğünde Yıldırımıyla Evreni Aydınlatan, Fırtına Öncüsü, Gök Gürültüsü Tanrısı, Thor; Evrenin En Büyük Kabusunun Vücut Bulmuş Haline Hapsolursa...
Peki ya Karanlıktan Doğan ve Evrene Bir Sis Gibi Çöken Kabus, Ellaria, Gök Gürültüsünün Her Yeri Aydınlatan Işığında Kaybolursa...
Bir lanete yüzyıllarca hapsolan bir ruh bir kehanete kurban gittiğini öğrendiğinde kibrin ve gücün vücut bulmuş hali bir prense boyun eğecek mi?
Kabusun Karanlığı ile Yıldırımın Aydınlığının Kaçınılmaz Buluşması...
Fenerbahçenin liberosu, fenerbahçenin kızıydı o. Hayatını bu renklere aşık olarak geçirmişti.
Onun aksine Barış Alper, galatasarayın jokeriydi. Bir iddialaşmayla girmişti kızın hayatına.
Ne de olsa zıt kutuplar birbirini çekerdi, değil mi?