Sanırım en başından beri korkuyordum. O tuhaflığın gerçekten bittiğine ve herşeye yeni baştan,normal bir başlangıç yaparken herşeyin ters gitmesinden. Birine aşık olmaktan ve onu yüzüstü bırakmaktan. Yaşadığım soluk renklerle dolu geçmişimin içinde ne bir gülümseme ne de bir kahkaha yaşıyordu. Ruhsuz,soğuk ve kalbimin özgürlük için çırpındığı o zamanlarda gerçekten acıdan başka birşey hissetmek imkansızdı sanki. O oda üzüntü,kin,acı gibi hislere bürünerek soğurken, hisleriniz de gerçekten uzaklaşarak giderek donuk ve cansız bir varlığa bürünüyor hatta yok oluyordu güneşin bile girmek istemediği o soğuk hücrede. Tek bildiğiniz şey,bir süre sonra alışabildiğiniz tek şey,beyninizde anlatılamayacak bir acı ve bu acının getirdiği burun kanamaları. Ve diğer hayatı riskler ile dolan masallara ait uçan eşyalar. O odadan çıkaran doğaya attığınız ilk adımlar eşliginde o taşlı yolların ayaklarınıza verdiği o garip acı ve gıdıklanma hissi,giderek sele dönüşen ve hızlanan yağmur eşliğinde karşılaştığınız insana duyduğunuz tuhaf yakınlık ve bu yakınlığın müsade ettiği bir aşk ve ilk öpücük. İşte hayatımın başlangıcının en kelimelere sığan özetidir bu yaşananlar. Ve sonra herşeyin bir kelebeğin kanat çırpışı kadar normal olmaya başlaması,birine sırılsıklam aşık olarak onun gözlerinide yeni bir yaşama ufku ile dolmak. Ve onu kalbinize davet ederek,sizi sahiplenmesi. Teninize her dokunuşu,her dudaklarının dudaklarınızı değişinin verdiği aynı ama tuhaf histir yaşadığım. Ve bunda sonrası bu kitabın içinde saklıydı. Sadece okumak,hissetmek ve bitirmek birkaç adım uzağınızdaydı. Ve bunu okumak,sanıyorum ki size birşey kaybettirmeyecekti...
***
Bu kitabı benim için değeri ve önemi biçilemeyen , harika insana armağan ediyorum. Fakat isteyen herkes okuyabilir...
"Kalbim aklındaki kadar geniş değil, sadece, bir kişilik yer var."
i wanna li-li-li-lick you from your heaf tou your toes
and I wanna move form the bed down to the, down to the, to the flo'
But I gonna kn-kn-kn-know what-what's your fan-ta-ta-sy?