Burası PANSİYON.
Ama eksik olmaz hiç akSİYON.
Kopya, kavga, küfür ve hatta aşk bile sakıncalı kişiler görmediği sürece caİZ.
Buradaki öğrenciler çalışmaktan pek acİZ.
Ne yapsak yapalım, arkamızda bırakmayız ne toz ne de bir İZ.
Kendi kaderini ellerinle kendin çİZ.
Burası PANSİYON tüm alışılmışın aksine,
çok çıkartır TANSİYON.
*
O kapıdan içeri girer girmez artık eski ben olmayacağımı adım gibi biliyordum ama yine de girdim.
O kapıdan dışarı son kez çıkarken nasıl, ne halde olurum hiç bilmiyordum ama her şeye rağmen cesaretle yine de girdim...
Ben o kapıdan geçtikten sonra anladım gökyüzü de güzelmiş en az yeryüzü kadar. Ay da büyükmüş aydınlatacak kadar. O an anladım mavi en güzel renkmiş...
Ben pansiyona girmeden önce ufak bir tırtıldım sanki fakat sonra mavi renkli bir kelebek oldum.
Sadece kafamda bir soru kaldı:
Acaba benim pansiyondaki yaşamım da ben dışarı çıktıktan sonra Bir GÜNLÜK mü olacaktı yoksa Bir ÖMÜRLÜK mü?
*
Benim uğraş alanım Öküzlerle oluyor genelde, İneklerle değil...
*
... Hiç düşünmeden yumuşak elimi onun sert hatlı yüzündeki morluk ve kızarıklıklara koyarak okşadım.
Ağzımı açıp:
"Özür dilerim. Çok acıyor , değil mi? Hem de benim yüzümden. Hepsi benim suçum." derken o da sağ işaret parmağını dudaklarıma götürerek :
"Şşt" dedi ve devam etti:
"Senin hiçbir suçun yok. Hepsi o insan eti yemiş domuzun suçu. Anladın mı beni? Ve inan bana hiç acımıyor..."