Bu hikaye 2035 ve 2050 yılları arasında geçmektedir. Yoongi küçüklükten beri değişik bir çocuktu. Zaman zaman başkalarına zarar verirdi. Zamanla başkalarına acı çektirtmek hoşuna gitmeye başladı. Artık onun içinde sadece saf kötülük bulunmaktaydı. Ara sıra deliriyordu. Bu yüzden hastaneye yatırıldı. Fakat hastanedeki doktorlar ona karşı koyamadılar bile. Son bir çare vardı. O gün Yoongi'yi uyuşturucuyla bayıltıp beynine çip yerleştirildi. Bunun onun için daha iyi olacağını düşündüler. Çünkü çipin içinde sakinleştirici bir sistem bulunmaktaydı. İlk gün her şey yerinde gitti ve akıl hastanesinden çıkarıldı. Fakat Min Yoongi asla kendi olamadı. Durum daha da kötüye gitti. Artık kendine de zarar vermeye başladı. Onu deli sandıkları için ailesine kızgınlık besliyordu. Bir kaç gün ise ailesini gözü kapalı öldürdü. Ardında iz bırakmıyordu bile. Zamanında onunla dalga geçenler şimdi ölüme mahkumdu. Ailesi olsa bile... Ama sadece kendisiyle dalga geçenlere değil başkalarına da acı çektirmek istedi. Masum kızlara... Seul'de her gün kız kaçırma vakasıyla karşı karşıya kalıyordu dedektifler ve polisler. Suçlu yüzüne taktığı bir maskeyle kesinlikle kendisini yakalatmıyordu. Başkalarını hep zayıf yönlerinden vurmayı becerebiliyordu. Kimseye söylememişti beyninde çip olduğunu. Çünkü kendi de bilmiyordu bu durumu. İki dakka önce gülüyorsa beş dakika sonra ağalıyordu. Birden fazla duygu içerisindeydi. Asla iyileşmeyecekti o. İyileştirilemeyecekti...