İfadesiz , umursamaz ve zavallı. Ayrıca beceriksizin tekiydi. Dövülmesine rağmen ses çıkarmazdı. Güçsüzdü, tepeden tırnağa kadar. Ruhu da gözleri kadar boştu. O, Tanrı için bile bir hata olmalıydı, benim için olduğu gibi.
Ona olan duygularımı körüklüyordu bu güçsüzlüğü. Nefretimi besliyordu boş bakışları. Bu yüzden o gözümde her şeyi ile '' iğrençti '' .Onunla beraber attığım her adım ''hata'' adı altında atılıyordu. Yanlıştı.
Benim gibiydi , var olmaması gerekiyordu. Kendimden ettiğim kadar nefret ediyordum ondan , belki daha çok.
Ta ki o bana kendimi sevmeyi öğretene kadar... Onu kendimden çok sevene kadar...
Ben , onun tabiriyle ; Gereksiz düzenin gereksiz kralı Arthur.
O dizlerinin üzerinde çöküp bana yalvarana kadar,
O ifadesiz suratı göz yaşları ile yıkanana kadar yada,
Hiç kimse için atmayan kalbi benim için atana kadar ; siyah duvarların arkasına hapsedeceğim onu.
- İki çift anlatılacaktır.
Kendini seven yazarınızdan sevgilerle...جميع الحقوق محفوظة