Harry ve Ron aniden yanlarında beliren Draco Malfoy'u ve pasaklı bir ev cinini fark ettiklerinde beklemeden Draco'nun üzerine çullanmıştı. "Hermione, ona ne yaptınız Malfoy! Bunun cezasını ödeyeceksiniz!"
Draco Malfoy kendini korumak için Ron'a sağlam bir yumruk geçirdi ve aceleyle konuşmaya başladı. "Dinle, Potter. Hermione şuanda-"
"Ne cüretle onun adını ağzına alırsın!" derken ağzındaki kanı yere tükürüyordu Ron. "Kes sesini Weasly! Beni dinlemeniz gerek, bana güvenmeniz gerek! Hermione'yi bir kulübeye götürdüm, gizli bir kulübe! Gidin ve onun yanında olun. Lenee sizi oraya cisimleyecek!"
Gerisinde duran ev cinini işaret ettikten sonra iki genç kaşlarını kaldırarak Altın Saçlı Malfoy'u izliyorlardı.
"Ne yani, sana öylece inanmamızı mı istiyorsun Malfoy?"
Draco kafasını aşağı yukarı salladığında Harry öfkeyle konuştu. "Sana nasıl güvenelim, ya bize oyun oynuyorsan?
Malikanede kopan çığlıklar mahzene de ulaşmıştı. Bellatrix Lestrange tiz sesiyle bağırıyor, öfkesini kusuyordu.
"Draco! Seni küçük hain! Ailemizin itibarını lekeledin, Lord seni asla sağ bırakmayacak!"
Ron ve Harry duydukları ile oldukları yere mıhlandıklarında Draco az önce Harry'nin sormuş olduğu soruya cevap vermişti. "Bana güvenmelisiniz, çünkü Hermione Granger'a aşığım."