"Ne o?Gözlerinden kalpler fışkırıyor.O kadar mı beğendin Joshua'yı?" Jeonghan'ın geldiğini yeni fark edebildim.Geldiği gibi yanıma çöktü ve o da bağdaş kurdu.Gülümsüyordu. "Çok yakışıklı.Üstelik kum torbasına vuruşu...Woah!Çok hayran kaldım şu an.Saatlerce oturup izleyebilirim. Dirseğimi dizime yasladım ve elimi yumruk yaparak çenemin altına yerleştirdim.Hayran hayran Joshua'yı seyretmeye devam ettim. "Ağzını kapat ağzını!Salyan akacak şimdi!" Şeklimi bozup yumruk olan elimden çenemi çekerek yumruğu bozmadım ve sertçe omzuna geçirdim.Gözlerini irileştirdi.Ağzını araladı. "Ah!Cidden elin çok sert!" Beni gıcık etmeye bayılıyordu.Sinirlenmem hoşuna gidiyormuş gibiydi. "Acıtıyorsa sen de ayağını denk al!" "Uhhuuu,çok korktum." Dalga geçerek şöyle eğlene eğlene konuşması yok muydu?Gerçekten sinirlerim bozuluyor. Dişlerimi sıkarken hemen yanımdaki Jeonghan'ın üzerine atladım.Bir anda bu hareketi sergileyince hazırlıksız yakalandı.Hiç beklemiyordu. Gözleri gerçekten tatlı bir şekilde irileşmişti ve şaşkın bakışları aşırı derecede şirindi. Sırtı yer ile buluşmuştu.Ben de onun üzerindeydim. Sağ elimi yeniden yumruk yaptım ve havaya kaldırdım.Gülümsedim.Gözlerinin içine bakmaya devam ettim. "Hiç beklemiyordun değil mi?Bana bak Jeonghan,daha fazla sinirlerimi bozma yoksa yine hiç beklemediğin bir anda güzel yüzüne sert yumruğumu indiririm." Jeonghan başta sadece öylece donup kaldı.Sonra dudakları kıvrıldı.Ellerini iki yana açarak teslim oluyormuşçasına işaret çekti.Daha çok gülümsedim ve kendimi onun üzerinden attım.Hemen yanına tıpkı onun gibi uzandım. Başını çevirip bana baktı.Ben de hissedip başımı ona çevirdim.Gözlerimiz buluşunca yine gülümsedik. ... ...All Rights Reserved