Hayatın tesadüfüne inanmayan, küçücük yaşta anne ve babasının onu bırakmasıyla kahrolan genç bir kadın. Yaşamak için küçük küçük hırsızlıklar yaparken onu sahiplenen adamı babası olarak görüyordu. Bu küçücük dünyasında sadece bir şey için kendisine söz vermişti; anne ve babasını bulup onlara hafızasına kazıdığı kelimeleri söyleyecekti. Sonrasında ise arkasına bile bakmadan bırakacaktı onları. Onu bıraktıkları gibi bırakacaktı; hiç düşünmeden, hiç şüphe etmeden. Varlıklı bir ailenin soyundan gelen genç adam, anne ve babasıyla yaşadığı sorun yüzünden ayrı ve tek başına yaşıyordu. Gözleri hep kızlarda olurken işini de asla ihmal etmezdi genç adam. Neyi var, neyi yoksa işine adardı her şeyini. Amirliğe yükselmek için bir yandan kendisini işine verirken bir yandan da çapkınlığına devam ediyordu. Gözü uzun süreli bir ilişkide değildi, hele ki evlilik deyince genç adam rüzgar olup uçuyordu sanki. Peki ya bu kadın ve bu adam bir kutlama partisinde buluşursa ne olacaktı? Birbirlerini tanımak istediklerinde gerçeği söylemeyecekti kadın. Kim kendini ele vermek isterdi ki bir polise? Kadın, onunla bu kutlamadan sonra görüşmeyeceğini zannetse de hayat onu hep bu adamla birleştirmeye çalışıyordu genç kadına inat olarak. Adam ise ilk gördüğü andan beri vermişti kalbini, bu kadının küçücük ellerine. "Söylesene sevgilim, hangi yalan aşkı ayakta tutmuş ki biz de ayakta kalalım, biz de kenetleyelim ellerimizi?"All Rights Reserved
1 part