"Kardeşlerine dokunmalarına izin vermeyeceğim, Ayperi." Genç kızın gözlerinde parlayan umut ışığıyla kalbi sıkıştı Atahan'ın. Az sonra söyleyeceklerinden sonra meftun olduğu gözlerdeki umudun yavaş yavaş solmasını izlemeye yüreği el vermiyordu. Daha söylemediklerinin ağırlığıyla gücü azalmıştı. Geniş sırtını kıza çevirip derin bir nefes çekti içine. "Tek bir şartla!" "Ne isterseniz yaparım Atahan bey. Yeter ki beni kardeşlerimden ayırmalarına izin vermeyin." Dedi titreyen sesiyle. Hırpalanmaktan yırtılan elbisesi ve yara bere içinde olan bedenine rağmen iki kardeşine de sıkı sıkı sarıldı. Her ikisi de az önce yaşadıkları saldırıyla sus pus olmuşlardı. Kardeşlerinin gözlerinde gördüğü korkuyla içi yandı. Onları zalim amcalarından korumak istercesine sıkı sıkı sinesine bastırdı. Dış kapının daha sert yumruklanmasıyla korkuyla kardeşlerine daha çok sarıldı. Amcalarının bağırış seslerini duymamak için kulaklarını kapatmak istiyordu Ayperi. Hıçkırık sesleri Atahan'ın kulağına gelirken hissettiği vicdan azabıyla gözleri doldu. Avucunu yumruk yapıp ısırdı tüm hırsını çıkarırcasına. "Karım olmanı istiyorum!" Ortama bomba etkisi yaratan sözlerle her ikisi de sarsıldı. Bu sefer odada ikisinin sert soluk sesleri yankılanıyordu. Ayperi şaşkındı, Atahan ise darmadumandı. Çaresiz bir kızı sırf duygularını tatmin etmek için kendine mecbur bırakmıştı. Yaptığının adice olduğunu biliyordu ama ilk kez yüreğine yerleşen bu aşkı, kaybetmek istemeyecek kadar bencil bir adamdı. Burnunu dikleştirerek devam etti sözlerine, "Eğer benimle evlenmeyi kabul edersen amcalarının Kars'ın sınırlarından girmelerine bile izin vermem."