"Aç şu lanet gözlerini!" Dolabının yanına kıvrılmış küçük çocuk gözlerini daha sıkı yumdu. İstemiyordu karşısındaki kötü çocuğa bakmak. Biliyordu ki bakarsa canı yanacaktı. Her zaman olduğu gibi... "Sana diyorum lanet olasıca! Ne hakla benim kitaplarımı kurcalarsın?!!" Küçük çocuğun omuzlarını kavrayan büyük eller tüm gücüyle arkaya itmişti küçük çocuğu. Dolaba çarpan minik beden gözyaşlarını idare etmekten yorgun düşmüştü. Karşısında adeta bir canavara benzeyen abisine baktı. Hıçkırıklarını yutarak yüzünü buruşturdu, boğazı sızlıyordu artık. Yanağına yediği tokatla yeni ayrıldığı dolaba tekrar çarmıştı. Odaya giren annesi, miniği hırpalayan abisini yanına alarak odanın kapısına ilerlemişti. Odadan çıkmadan önce son bir kez arkasına döndü. Ağlamamak için direnen ve korkudan titreyen bedene son bir bakış attı. "Kötü" Dediği kelimeden sonra kapıyı kapattı ve kilitleyerek oradan ayrıldı. Bir kez daha acıdı kendine minik çocuk. Acizliğine ve yalnızlığına...