Yağmurdan kaçarken doluya tutulan bir kızın... Siyahken beyaza karışan bir adamın... Nefretin aşka dönüştüğü , Karanlığa hapsolmuş bir adamın kendi karanlığına hapsetmiş bir kızın hikayesi. O gün yağmurdan kaçıp evine varmak isteyen Eylülün , her şeyden habersiz onu bekleyen bir süpriz olduğunu bilmeden evinin yolunu hızlı adımlar ile tutmuştu. Bir anda kendini karanlıklarla dolu bir adamın elinde oyuncağı olmuştu. Mavinin her tonu sanki gözlerinde birleşmiş gibi. Gökyüzünde özgürce uçmak isteyen balık gibi , bir kuşa can vermek isteyen okyanus gibi. Gözlerinde ki korkusuz ve cesur bakışlarıyla iki dudağını hareket ettirdi. "Şimdi seninle bir oyun oynayacağız " dedi. Ne kadar korkmak istemesem de deli gibi korkuyordum. Kalbim göğüs kafesimden çıkacak kadar atarken , nefesim düzensizleşmiş di . Gözlerim ürkmüş yavru bir ceylan gibi bakarken " Ne oyunu ?" diye sordum. Üst dudağı hafif yana kıvrılarak gülümsemişti. Ben hala cevap beklerken bir anda ciddileşerek çatık kaşlar ve okyanusu andıran mavi gözler eşliği ile cevap verdi. "TEHLİKELİ OYUN"