Kitapçıdan sıcağı ile getirdiğim kitabı okumak için acele ederek kendimi koltuğa bıraktım. Parmaklarım sayfaların arasında dans ederken kitabı hızlıca inceledim. Bu kitabı okumak için haftalardır bekliyordum ve sonunda ellerimin arasındaydı. İlk sayfayı bir hışımla açtım. Neredeyse sayfayı yırtıyordum. Hemen okumaya başladım. İlk cümleden içimde oluşan çığlık atma isteğini bastırdım. Her şey rüya gibiydi benim için ta ki yine o lüzümsuz komşum kapıma dayanana kadar. Kitapta kaldığım yeri kıvırıp hızlıca kapıya gittim. Hemen konuşup ne istiyorsa öğrenip kitabıma geri dönmek istiyordum. Kapıyı açtığım anda Jaebum'un güçsüz bedeninin üzerime yığılmasını beklemiyordum tabiki. Ağzı yüzü kanlar içindeydi. Üstü başı yırtılmış çamurlu. O an içimden bir şeyler -bembeyaz evine bunu sokacak mısın gerçekten- dese bile ağır basan insanlık duygum ile onu kucağıma yatırdım. " Jaebum iyi misin? Noldu, kim yaptı bunu?" Güçsüzce sadece gözlerini kırpan Jaebum kanlı elini kaldırıp benim yeni ütükenmiş yumuşatıcı kokusu bile henüz üzerinde olan beyaz gömleğimin yakasını kavrayıp beni kendine çekti. " ka-çalım Jinyoung. be-nimle gel " Konuşurken -ağır darbe almış olmalı ki- karnını tutuyordu. Acıyla inliyor cümleleri bölük bölük çıkıyordu. Yakami tutan eli sertçe yakamdan ayırdım. " gerizekalı herif yeni ütüledim ben o gömleği kaçacaksak kaçarız illa pisliklik yapacaksın değil mi? "All Rights Reserved