11/04/20 Yaşama arzusunu kaybedip kadınını hergün dileyen adam, nefes almanın hediye olduğunu düşünen kırık bir kadın, peşlerinden gelen belalar. Ama her bela onlara bulaştıkça dahada çok bulaşacaklardı birbirlerine... Deniz elindeki tüm imkanlara rağmen ailesinden manevi değer göremeyen bir çocukluk geçirmiştir. Çocukluğunda ki kırgınlıklar ile iyice bunalıma girmesinin ardından reşit olur olmaz ailesinden ayrılıp başka bir şehirde kendine yeni bir hayat kurmayı planlar. Yıllarca gördüğü lüks hayatın dışında gerçeklikleri tüm çıplaklığıyla görmektedir. Tanıştığı Caner ile karıştığı işler ile zamanla mahalle hayatına ayak uydurur. Ancak geçmişinin pençesinde kısılı kaldığında intihar düşüncesi ile hayattan asla zevk almaz. Çocukluk aşkı onun sürekli rüyalarına girerken her geçen gün bu bataklıkta daha çok batar. Tam intihar etmek üzere gelen telefon ile yeni bir sayfa açacağından habersizdir. [Bir bölümden kesit] "Kimse bana derdini anlatmazdı. Bu yüzden sana beceriksizce motivasyon vermeyeceğim." "Dinlesende yeter, tabii istersen." "Mesele bu değil. Mesele hiçbirzaman hayatı o kadar güzel yaşayamadığım için anlatacak birşeyimin olmaması..." "O kadar umutsuz vaka..." "Umutsuz vakanın ta kendisiyim." Toprak huzursuzca ayaklandı ve defteri sıkıcı önünde tutup birkaç adım geriledi ve arkasını döndü. "Ama ben tıpkı benim gibi olanlara umut olmak için anlatacak birşeylerimin olmasını istiyorum. Umutsuz vaka olmayı değil."All Rights Reserved