Uzak, çok uzak diyarlardan gelmiş gibiydi gözleri. İki yeşil boncuk düşmüştü yer yüzüne,o da onları çok sevmiş takıvermişti sanki kirpiklerinin arasına. O kadar güzeldi ki gülüşü, bıyıklarının arasından firar edip kaçıveriyordu bazı zamanlar. O hoş sesi kulaklarımda çınlamalara yol açıyor, sadece kalbim değil diğer tüm organlarım da gümbür gümbür titriyordu. Yüreğim sanki kuş olup uçacak önce onun yeşil boncuklarını çalacak, bıyıklarında dinlenip yüreğine konacaktı. Ama işte benim sevdam, beni görmeyen bir çift yeşil boncuğa sevdalıydı. Ne yüreğim kuş olup uçacaktı, ne de o yeşil hareler bana bakacaktı. Benim sevdam kuş olup uçacak uzak diyarlara gidecekti. Ben namı değer ipek saçlı Alçin İpek Yaşar, heybetli cüssesine karşılık yeşil boncuklu Yiğit Ergüven'e sevdalanmıştım. Benim sevdam kuş olup uzak diyarlara uçacaksa Yiğit Ergüven'de sevdamın peşinden uzak diyarlara gidecekti. Sevdamı alıp yanıbaşıma geliverecekti.