Bir uçurumun kenarındayım. Ayaklarımı boşluğa uzatmış bir vaziyette oturuyorum. Bir rüzgar bekliyorum beni aşağı itmesi için.
Dokunsalar ağlayacaktım. Ama ne biri dokundu; ağlayabildim, ne de bir rüzgar esti; ölebildim.
Sahi ben bu hayatta neyi becerebildim? Kendimi tanıtmayı bile beceremedim. Ben Rüya, doğuştan konuşamıyorum ama her şeyi duyabiliyorum. Size bir sır vereyim mi? Bunu ailemden başka kimse bilmiyor. Kendi tercihim. Basta ailem karşı çıkmıştı bu kararıma, liseye başlarken söylemiştim. Zaten konuşamıyordum, işittiğimi bilseler ne fark ederdi ki? Ya da Fark eder miydi? Kabul etmek zorunda kaldılar. Sonuçta bu hayat benimdi. Şimdi 21 yaşındayım üniversiteyi bitirdim. Ordan bakınca lüks görünüyor değil mi? Her şey yeni başlıyor demiştim oysa daha 1 ay önce.
Şimdi ise bitiş noktasındayım. Aslında buraya paramparça olmuş ama hala kanayan, acı çeken ruhumun ızdırabını bitirmeye geldim.
Artık gitme zamanı..
Hatta fazla bile kaldım. Önce yanımda duran ayakkabılarımı attım aşağı. Dip görünmüyordu!!! Olsun, beni de bu dip gibi hiç görmediler. Hiç merak etmediler. Hep manzaramı sevdiler. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım..
Ve bir ses: "Sakın yapma!!" diye seslendi.
Aldırmadım. Sonuçta ben sağır ve dilsizdim.!
Siz ne olursa olsun keşke demeyin,olur mu? Ben keşke dediğim için burdayım. Bunu yaparsam ilk defa "iyiki yaptım" diyeceğim. Asla yalnız değilsiniz. Ruhum daima sizinle olacak. Hoşçak-
-"Beni duyabildiğini biliyorum.!!"