İçimdeki Yabancı

Genç kadın elleriyle saçlarını savururken etrafına baktı. Sonbaharın serin esen rüzgarları bedenini titretmeye yetmemişti aslında soğuğu seviyordu ya da bütün bu soğuğa alışacak pek çok vakti olmuştu.
Etrafını kuşkuyla keskin gözlerle izlerken karşısında ki adamı görmesi uzun sürmemişti. Yeni avı, avcısı ve partneri olacak kişiyle sanki bir ömür geçirilmesi istenmişti!
Böyle bir görevi asla kabul etmesi mümkün değilken işte buradaydı. İtalya Venedik'te iskelenin yanında ki masalarda önünde çoktan soğumuş bir kahveyle yarım saatten fazladır adamı bekliyordu!
Bu ne küstahlıktı bilmiyordu ama öğrenmesinin fazla sürmeyeceğini biliyordu. Adam ona yaklaşırken kuşkuyla üzerindekilere göz gezdirdi. Siyah bir deri ceket, siyah Jean ve içine siyah bir t-shirt giymişti. Saçları rüzgardan darmadağın fakat bir o kadar da yumuşak ellenesi görünüyordu.
Sert çehresi, yüzünde hiç mimik olmadığını gösteriyordu adeta ona bakınca insanın içi ürperebilirdi gerçi yaptığı işlerden de anladığım kadarıyla beladan ve ondan asla uzak kalamayan bir ajan ya da öyle bir şeydi.
Kendisine bu adla seslenilmesinden hiç hoşlanmazmış dosyasında büyük puntolu harflerle bunu yazdırmış olması beni cidden güldürmüştü! Nihayet bana doğru kalabalığın arasından sıyrılıp gelirken elinde bir buket gülü görmem ufak bir tebessüm etmeme neden olmuştu.
Tam da burada başlayacaktı her şey!
O ve benim aramda her ne olacaksa o güller ve bana ettiği kelimelerden ibaret olacaktık.