*
Berk Atay, ipleri elinden bırakmayı bilmeyen, her şeyi kendi kontrolü altında tutmak isteyen, ukala bir adamdı. Ancak bir gün, kadınların birer denklemden ibaret olmadığını anlaması için karşısında, kendisinden daha öz güvenli bir kadını bulunca egosunun altında ezilmemeye, ondan daha baskın olduğunu benliğine kanıtlamaya ihtiyaç duymuştu.
Alya Kayahan ise yıllarca ailesi tarafından örselendiği için kendi kabuğuna çekilmiş, içeri gerçek anlamda kimseyi davet etmemeye ve aşktan uzak durmaya yeminli bir kadındı. Onun dünyasının merkezinde sadece kendine aile bildiği üç genç kadın vardı. Bunun dışında ikili ilişkileri yapay buluyor, beraberinde getirdiği hiç bir duyguya güven beslemiyordu.
Ve bir yılbaşı gecesi bir araya geldiklerinde, yılın ilk dakikalarını bambaşka hislerle kucaklamış, kendilerini bir iddianın peşine takılmış halde bulmuşlardı. Bu oyuna başladıklarında iki ayrı kişilerdi ve hırsları gözlerini kör etmişken, alevlenen egoları onlara her şeyi yaptırabilirdi. Ancak ikisinin de farkında olmadığı küçük bir nüans vardı ki; bir noktadan sonra, serüvenin içine daldıklarında kazananın pek bir önemi kalmayacaktı.
*
"Aşık olmayacağız ki olursan-"
"Ki olmam." diyerek sözünü kestim.
Ama yine de "Kaybedersin." diye devam etti sözlerine kaldığı yerden. "Bizim farkımız bu; aşık olan taraf oyunu kaybeder."
"Aylardır seni sevmemi bekliyordun.! Al işte artık sana karşı bir şeyler hissediyorum. Ben seni yüz üstü bırakıp gitmedim, sen gidecek misin?" Bakışlarım anında onu buldu.
"Birbirimizi mi kıyaslıyoruz? Peki. Unutma Ateş, sen beni yatakta bir erkekle görmedin ama ben seni bir kadınla gördüm." Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve tekrar bağırdı.
"Bunu bir daha söyleme!" Artık sessizliğimi bozup bağırarak karşılık verdim.
"Ne olur söylersem?! Anca mı aklına geldi burada seni seven bir Derin olduğu? Anca mı aklına geldi benim söylediklerimi umursamak?" Parmağımla sol göğsümü gösterip devam ettim. "Anca mı aklına geldi burada senin olduğun?" Kafasını iki yana salladı ve bana yaklaşıp sol göğsümün üstündeki elimi tuttu.
"Ben hep oradaydım." Daha sonra tuttuğu elimi kendi göğsüne koydu. "Sende artık hep buradasın." Daha sonra beni kendine çekip kollarını bedenime sardı. "Ve bundan sonra hep yanımda olacaksın."
~ω~