Gün ışığından sürgün edilmiştim,
Ben de karanlığa sığındım.
Avazı bastırılmıştı çığlığımın,
Ben de sessizliğe büründüm.
Vicdanını yitirmişti zaman,
Ben de hiçliğe karıştım.
Duyuyorsun.
Uçurumun kenarında sarkan, genç kızın acı dolu çığlıklarını.
İnancı olmayan bedenlerin, ölüm döşeğindeki haykırışlarını.
Görüyorsun.
Avuç içindeki satır çizgileri kesik, dizleri yaralı kız çocuğunu.
İdam edilen masumların, bileklerine çizdiği mezar taşını.
Hissediyorsun.
Ana rahminden düşen bebeğin, ciğerlerine bahşettiği ilk nefesi.
Hasır iskemlenin üzerine basılan, yalın ayağı.
Yanık İpler Ve Yaralı Düğümler ve ben defalarca susturuldum. Hiç susmak istemediğim zamanlarda. Oysa sustuklarımız kadar yanığız ve susturulduklarımız kadar yaralı.