SIFIRINCI SOKAK
  • Reads 10,106
  • Votes 904
  • Parts 16
  • Reads 10,106
  • Votes 904
  • Parts 16
Ongoing, First published Aug 22, 2019
Mature
İzem Meva Ulusoy, bir gece ansızın evine giren bir adamı ne denli tanıyabileceğinin sınırlarını dahi bilmezken; fark etmeden bu sınırların etrafında dolaşmaya başlamış ve bu sınırların içerisine yaralı bir adamı da alacak kadar körleşmişti. Nefreti iliklerine kadar hissettiğini düşünürken aslında birine öylece güvenmenin neleri beraberinde getireceğini öğreniyordu. İlk adım tanımaktı ve zihninde bir zorundalığı yaşatan İzem Meva, ilk önce yaralı bir adam tanıdı. Ancak yaralı bir adam, kendi yarasını kendisinin açabileceği kadar gözü kara; açtığı yarayı kendisinin dikebileceği kadar da zekiydi. İkinci adım öğrenmekti ve yaralı bir adam, canı yanmış bir kadının neler yapabildiğini öğrenecekti. Her ikisi de pimi çekilmeye hazır iki bombayı da ellerinde tutuyorlarken, ilk kim pes edecekti?

Şüphenin iki kolunu da yalanlar tutuyorken seni yaşatır mı zannediyorsun?




SIFIRINCI SOKAK ismiyle yayımlanan ilk ve tek kitaptır.
All Rights Reserved
Sign up to add SIFIRINCI SOKAK to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
83 parts Ongoing
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
The Golden Dreams by okelzeynep
5 parts Complete
● WattpadRomanceTR - 2022 Temmuz Ayı Yazma Yarışması "Şöhretin İki Yüzü" Kazananı ● . . Hollywood'un altın çağının unutulmaz isimlerden biri olan Vivien Hart, kendini hayatının yokuş aşağı gittiği zorlu bir dönemde bulur. Yaşından ötürü artık yapımcıların peşinden koştuğu genç ve havalı başrol değildir. Beşinci evliliğinin boşanma kağıtlarını yeni imzalamıştır ve gazetelerde başarıları yerine sadece skandallarını görüyordur. Hollywood'un şöhret duvarına altın harflerle yazdırdığı adının üstünde toz yumakları ve örümcek ağları birikir iken; tam en dibe vurduğunu düşündüğü bu dönemde, kader onun karşısına geçmişten gelen birini çıkarmaya karar verir. • "Artık acıklı öykümü bildiğinize göre, benim hakkımda düşünceleriniz de değişmiştir diye umuyorum. 𝘝𝘪𝘷𝘪𝘦𝘯 𝘏𝘢𝘳𝘵. Altın rengi hayalleri ve altın rengi elbisesi ile Hollywood'un altın kızı Vivien Hart. Kusursuz işlenmiş mermer bir heykelden çok daha fazlasıydım. Altın rengi çatlaklarım vardı, onları hep yanımda taşıyacağım. Sevdim, sevildim, eleştirildim ve nefret edildim. Uzun bir hayatım oldu, anlatılmaya değer çok şey yaşadım. Peki neden sizlere sadece bir kısmını anlatarak, Frank'den bahsettim?" • Şöhretin getirdikleri kadar aldıkları da vardı. Altın rengi hayaller uzaktan bakıldığında güzel görünse de, yakından bakıldığında bambaşka şeyleri gizliyordu. İşte Vivien Hart, bu altın rengi hayallerinin arkasında yatan acıklı öyküsünü anlatmaya hazır. Sizler dinlemeye hazır mısınız? • • Bu hikâye WattpadRomanceTR tarafından hazırlanan "Şöhretin İki Yüzü" isimli 2022 Temmuz ayı yarışması için yazılmıştır. • © 2022 | ZeynepOkel
You may also like
Slide 1 of 10
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK cover
EMANET AŞK (KİTAP)  cover
The Golden Dreams cover
𝐀𝐘𝐍𝐈 𝐑Ü𝐓𝐁𝐄  cover
İnci Küpeler cover
AY ÇİÇEĞİ |GERÇEK AİLEM| cover
Karanlıktan Kurtulmak cover
HUDUT cover
Güneş'i Kurtarmak cover
MAYISTA AĞLAR SİYAH GÜL  cover

SERÇEYİ ÖLDÜRMEK

83 parts Ongoing

Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.