Her acı günü, her çektiği işkence, her çaresizliği bedenine, tenine ve bakışlarına işlenmiş fırtına gözlü bir adam.Sizi yakıp yıkan, her hücrenizi geri döndürülemez parçalara ayıran dipsiz karanlığına rağmen nefesinizi kesecek, kalbinizi acıtacak kadar güzel biri.Yıllarca boş bir kabuk gibi yaşayan, intikamını, masumiyetini ve en önemlisi asla sahip olamadığı ruhunu arayan bir serseri.
Ayaz Haznedar.
"Şarkılara neden parça deniyor biliyor musun Safir? En ihtiyaç duyduğun anda eksik bir yanını tamamlayıveriyor bir tanesi çünkü. Sen yıldızların benim için yazdığı bir parçasın Safir, dünyamın karanlığına dayanamayıp beni terk eden ruhumun yerini doldurmak için bestelenmiş, dünyanın en güzel şarkısı."
Ve bu ruhsuz serserinin kalbine dokunmayı başarabilen, Safir gözlü, kırık dökük bir melek.
"Ve şimdi çal benim için Safir. Var olabilecek tüm sesler sussa bile sen, benim için çal...""
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.