Uzun zamandır birlikte çalıştığım asistanımın bakışları ellerimin arasındaki siyah kutuya düştüğünde, gözleri hissettiği hafif merakla parıldadı. Gelecek olan soruyu şimdiden tahmin etmiştim. Bu yüzden ne cevap vereceğime karar verirken, kulağıma ulaşan sözler sisli bir perdenin arkasından geliyor gibiydi.
"Elindeki kutuda ne var? Ağır bir şeye benziyor."
Serginin konseptini bildiği için, getirdiğim bu ekstra kutuyu tabii ki de merak edecekti. Manidar bir şekilde dudağımın kenarına yerleşen sırıtmayla birlikte yürümeye kaldığım yerden devam ettim.
"Bir zamanlar kurtulmak için çırpınıp kıyamadığım anılarımla dolu."
Arka cebimden çıkardığım anahtarla kapıyı açarken, bir yandan başımla içeriyi işaret ettim. İçimdeki karmaşadan uzaklaşırken, yaşadıklarımın getirdiği olgunluğu kabul ettiğimi gösteren o ilk adımı atıyordum.
"Ve şimdi, onları kullanma zamanı."
***
"Birine güvenmek, bir seçim değildir. Tıpkı bir olayın akışını değiştirememen gibi, o bağın oluştuğunu sadece hissedersin." - Min Yoongi
***